30 Aralık 2016 Cuma

# az beklenti çok mutluluk # beklentiler

BEKLENTİYLE ÖLEN ZAMANLARIN ŞEREFİNE!


Arkadaşlar şahane bir söz var hani; "ne kadar az beklenti o kadar az hayal kırıklığı" diye. Nasıl yerinde nasıl da doğru nokta atışı yapan bir sözdür bu böyle. Hayır yani her sözde bi yaşanmışlık olduğunu düşünürsek bu sözü yazana sesleniyorum böğüre böğüre, ne yaşadın arkadaşım sen de bu denli yazdırdılar sana :)

Aslında ne yazarsak yazalım, ne konuşursak konuşalım insan yine de kendi tecrübe etmek istiyor bir çok şeyi öyle değil mi? Hayır belki anlatılanlar bir kulaktan girip ötekinden çıkmıyor ama hep "belki"ler uğruna heba etmiyor muyuz zamanımızı? Ne için hem de? Ha pesimist olmak istemem, mutlu sonlar, olumlu dönüşler, düzelmeler, iyileşmeler ve iyileştirmeler yok mu elbette ki var. Ama şunu da unutmayın ki, beklentiler uğruna kendimizi öldürüyoruz işte.

En güzel zamanlarımızı beklentiyle, umutla öldürdük ve öldürmeye devam ediyoruz. Ne var aslında biliyor musunuz bile bile lades. Dedik ya işte, kişi kendi yaşayıp deneyimlemek istiyor iyiyi de kötüyü de, hah işte tamam tecrübe ediyorsun bakıyorsun yine üzgünsün. O zaman si..r edeceksiniz arkadaşlar, kendi sağlığınız, mutluluğunuz, huzurunuz ve en önemlisi ne biliyor musunuz gülüşleriniz için. Şunu hiç bir zaman unutmayın, kralı gelse sizden daha önemli değil!


Geçenlerde bir yerde oturduk bir arkadaşla sohbet ediyoruz, bunu özellikle anlatmak istiyorum size millet. Yan masamızda bir abla oturuyor ama biz kendi aramızdaki sohbete öyle bir daldık ki; gıybet ararsan var, atıp tutmalar desen var, isyanlar desen var. Var oğlu var işte. O güzel ablamızda tam kalkıyor masasında eğildi bizim masaya ve dedi ki; "Güzel kızlarım şunu asla unutmayın. Eğer siz kendinize saygınızı kaybederseniz karşı taraftan asla size saygı duymasını beklemeyin. Önce "sen" ol sonrasında oluyorsa "siz" olursunuz" dedi. Biz arkadaşla önce birbirimize baktık sonra da ablayı yanımızda oturup bir fincan çay içmesi için ikna ettik. Kendisi 53 yaşında ama neler görmüş, çekmiş ve yaşamış. Hayat arkadaşı tarafından. Nasıl da acılı ama nasıl da başı dik. Neler yaşamış ama nasıl da hayat dolu. Değmiyor dedi, değmeyecek de. Eğer siz önceliğin kendinizde olduğunun farkına varmazsanız ve karşı tarafa da bunu böyle yansıtırsanız ömür boyu üzülmeye ve değersiz görülmeye mahkum kalırsınız dedi. O da tecrübelerinden yola çıkıp da varmadı mı bu kanıya? Elbette ki öyle. Ama işte lanet olsun ki, illa kendimiz yaşayacağız ya illa kendi canımızı yakacağız ya.

Bakın millet bunu sadece bayanlar siz yapın demiyorum. Erkekler için de geçerli hani, kişi önce kendisini sevmeli, kendisini saymalı sonra karşı tarafa da kalan sevgilerden verir ve gün gelir o sevgi büyür zaten Ama siz ne zaman ki karşı tarafın sevgisiniz kendinize olan sevginizden ağır bastığını hissedip ve bunu da ona yansıtıyorsanız işte başınız büyük belada demektir inanın bana. Evet ilişki uzmanı değilim, ama öyle şeyler yaşadım ki az da olsa itimat etmeniz inan olsun yararınıza olacaktır efenim :)

Beklentiler uğruna zamanınızı da kendinizi de öldürmeyin arkadaşlar. Beklentiye girince ne kadar üzüntü varsa gelip sizi buluyor. Beklentinizi azalttığınız hatta yok ettiğiniz takdirde göreceksiniz kafanızın içindeki ferahlığı. Zor ama deneyin...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder