6 Şubat 2017 Pazartesi

# aşk acısı dindirme yolları # ayrılık acısı

AŞK ACISINI DİNDİRME YOLLARI


Zaman... Tamam bitti konu yine erkenden nihayetlendi. Başka yolu yok ki zaten, zaman sadece biraz zaman. Hadi eyvallah :)

Arkadaşlar aşk ve ayrılıklar neler yazılıyor, neler çiziliyor, ne nasihatler, ne öneriler... Ben tabii ki de nasihatte bulunmayacağım ne haddime bee yerimi bilirim tamam mı. Sanmayın bilir kişiliğim yerlerde hayır tabii ki ama bu konu çok hassas bir konu olduğundan, şunu yapın bunu yapın diye yönlendirmelerde bulunamam. Nihayetinde herkesin nasıl ki aşkını yaşama şekli farklıysa, acısı için de aynı farklılıklar söz konusu. Ancak herkeste geçerli olan tek bir kural var galiba, o da; zaman!

Aşk acısı... Bildiğiniz tüm üzüntülerden daha üzücü, tüm acılardan daha acı gelir değil mi? Yahu uyanın yok öyle bir dünya :) Şuna da karşıyım valla, hani örnekler verilir ya, bilmem nerede açlıktan ölen insanlar varken senin şu halin gerçekten komik. Ya da millet sokaklarda dilenirken senin göz yaşı dökmen vicdansızlık. Gibi gibi gibi. Bunların elbette ki farkında insanlar. Ama hani derler ya, kişi en büyük sıkıntının kendisinde olduğunu sanırmış diye, o misal işte. Tabii ki, etrafımıza baktıkça şükür nedenlerimiz artıyor evet aynı fikirdeyim. Evet haberleri okuyunca gereksiz yere belki üzüldüğümüzü düşünüyoruz ama "o an" meselesi var ya hah işte düşünemiyorsun ki. Sadece yaşadıkların ve yaşayacakların hayali işgal etmişken beyni, yemek yemeyi dahi unuturken etrafımızdaki acılara iç çekemiyoruz. Ben böyle örnekler söylemek istemiyorum, kaldı ki bana da söylendiğinde ben de ziyadesiyle sinirlenen bir insanım. Kişi ne yaşıyorsa onu biliyor arkadaşlar. Duyarsızlık olarak adledilmesin lütfen, bahsetmek istediğim şudur ki, etrafınıza bakın evet şükür için bir çok neden göreceksiniz. Ama ayrılık acınız mı var, yaşayacaksınız işte yapacak hiç bir şey yok. Başkasının kötü durumuyla kendimize pay çıkarıp üzüntü dindirilemez buna karşıyım ben. Şükür edilir belki dersler çıkarılır evet ama, başkasının acısı rica ediyorum size güç vermesin bunu anlatmaya uğraşıyorum.


İnternete yazdığınızda bir sürüüüüüü öneri çıkacaktır karşınıza. Ayrılık sürecini kolay atlatma yöntemleri diye. Bir çoğu da kabul görmüş kurallar olabilir. Ancak ne yaparsanız yapın, o zaman geçmedikçe acınız taze kalacak içinizde. Yahu işte hep kızdığım nokta, güzel vakit geçirirken akreple yelkovan birbiriyle yarış halinde olurken, neden böyle sızı yaratan durumlar olduğunda geçmez bu zaman denen illet. Hayır kastın kime senin diye sormazlar mı adama? Zaten canım burnumda sen de geçiversen böyle pervasızca, hatta farkına bile vardırmasan saat başlarının yokluğunu nolur ki ha nolur :(

Şimdi zaman diyorum evet ama bazı aşklar öyle acılar bırakır ki ardından, yıllar geçer de unutamazsın yaşadıklarını. Ha aşkın diner, tabii ki de acın da yatışır ilk günkü gibi kanamaz ki yüreceğinin parçası. Ama unutturmuyor zaman bazı yaşanmışlıkları bunu da bilin hani. Ufak bir sözde, gezdiğiniz yerde geliyor inceden aklınıza, feri gitmiş gözlerinize dolan yaşlar eşliğinde. Belki hafif bir buruklukla hatırlıyorsunuz belki de hala sinir harbiyle savaşırken küfürler savuruyorsunuz. Ama alışıyorsunuz işte, ne yaparsanız yapın alışıyorsunuz. Benim naçizane önerim, kendi halinize kalmamaya çalışın. Bu da bi nebze işe yarıyor bilin. Kendimden örnek vereceğim; canım sıkkınken kimseyle görüşmem mesela. Kendi kabuğuma çekilirim, kimseyi rahatsız etmek, üzüntümle germek istemem çünkü. Ama çok kötü oluyor işte ayrılık acısı çekiyorsanız. Bunun için diyorum ki, kendi kendinizi dinlemeyin. Atın kendinizi dışarı, arkadaşlarınızla daha çok vakit geçirin. Hiç kimseyi bulamazsanız bile, çıkın sokak sokak gezin şehri, ya da alışveriş yapın. Ama ne yaparsanız yapın yalnız kalmayın. Ne zaman ki yalnız kalıyorsunuz, pusuda sizi bekleyen anılar hucüm ediyor çünkü devrelerin yanmış beyne. Sonrasında sabaha kadar ıslanmış yastıklar eşliğinde kalp ağrıları.

Çok duyuyorum etrafımda, nette de karşıma çıkmıyor değil hani. Gereksiz iletişimi kesin, onu hatırlatan eşyalardan kurtulun vs vs. Daha bir çok örnek. Evet bunlar kesinlikle bir adım, ama ne yaparsanız yapın aklınız sizde işte. Ha bazı insanlar o kadar güçlü olabiliyor ki, ne kadar sevmiş olursa olsun bir hafta evet evet bir haftada unutuyor hayatına kaldığı yerden devam ediyor. Eşyaları da atmıyor, yeni aşklara da yelken açmıyor belki ama unutuyor. Bilmiyorum gerçekten güçlü oldukları için mi böyle, yoksa dışarı böyle mi gösteriliyor onların içinde işte ben bir şey diyemiyorum bununla alakalı. Ama bildiğim en iyi yöntem, zaman. Şöyle bir öneride bulunabilirim sizlere, unutacağım diye ya da canınız yanıyor diye sakın alkole başvurmayın sakın. Bunu kendinize yapmayın. Sırf uyuyabileyim diye her gece alkolle girmeyin yatağa, az da olsa unutturuyor diye kendinize bu haksızlığı yapmayın. Kimse sizden değerli değil desem de yine kendi bildiğinizi okuyacaksınız evet ama, alkol kesinlikle çözüm değil kaldı ki sonrasında ciddi tahribatlar oluşturmuş oluyor. Anı unutacağım diye geleceğinizi lütfen tehlikeye atmayın.


Vay anasını dostlar, insanoğlu ne nankör insanlarız buna şaşıyorum şu an. Birlikteyken yaşanılan mutluluklar geliyor da aklıma yukarıda yazdıklarıma gülüyorum inanın. Nereden nereyeeee :) Ay değmeyen biri için kendinizi üzmeye değmez gibi bir klişe benden asla duyamayacaksınız. Kaldı ki, değmeyecek olsa bile zamanında gönül onu sevmişse, acısını da çekecek paşalar gibi yapacak hiç bir şey yok. Unutmayın ki, ne olursa olsun daha dünyada bu kadar görülmesi gereken yer ve yaşanması gereken güzellikler varken, kendinizi zarara sokacak acı unutma yöntemlerinden uzak durun kafi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder