26 Ocak 2018 Cuma

# #ayrılıkacısıveseyahat #seyahatetmekvemutluluk #seyahat #seyahatetmek #aşkacısıvetatil

SEYAHAT ETMEK AYRILIK ACISINA İYİ GELİR Mİ?


Milleeeeeetttttt naber J Konunun içinde seyahat olunca bi sevindim böyle bi kıpır kıpır oldum içim. Böyle bi alıp başımı gidesim geldi bazı bazı diyarlara, gidip de dönmeyesim geldi mesela Bozcaada’dan J Ha sanmayın ki aşk acısı çekiyorum, çektim bitti benimki. Benim amacım tüm tecrübelerimle iyi kötü siz de kabul ettiğiniz sürece yardımcı olmak, işte ne biliyim ben yaptım siz yapmayın demek ya da tam tersi ben yapamadım ama şimdi bakınca yapsam iyi olurdu dediğim şeylerle ufkunuzu açmak. Anam ne haşin ufuk açarım belli değil J

Neyse, evet arkadaşlar ayrılık acısına birebirdir seyahat etmek. Yemin ediyorum 100 psikoloğa bedel. Ha sanmayın ki psikologlar işe yaramıyor demek istiyorum. Tam tersi, ben de gitmeyi düşündüm yoksa acıdan kafayı yiyeceğim sanmıştım hayatımın belli bir döneminde. Şey aşk acısı çekiyordum da J Hep derler ya, “iyi de kafamı da yanımda götürüyorum. Her yerde onu görüyorum. Gittiğim yerde de aynı şey olacak.” Hahaha cicim kusura bakma ama sen ya yanlış yerlere gitmişsin ya da yanlış insanlarla. Seyahate çıkarken hipnoz oldun, kötü anılardan arınıp gitmeyin tabii ki. Ama çıkacaksanız aklınızda sadece şu düşünce olsun; “yeni bir yeni keşfetmeye gidiyorum. Beni üzen düşünceler evet beynimin içinde farklı rollerde beni üzmeye devam ediyor. Ama bu sefer ben galip geleceğim. Yiyeceğim, içeceğim, gezeceğim, alışveriş yapacağım ve en önemlisi kafamı dağıtacağım.” Bitti işte bu kadar net arkadaşlar. Ha kabul ediyorum, çok zor bu kafalara girmek. Yeter ki gerçekten buna istekli olun.


Seyahatin neden önemi var biliyor musunuz?Ha ama şunu ekleyeyim, ilk kez gideceğiniz bir yeri tercih edin. Mesela ayrıldığınız kişiyle daha önce gitmemiş olduğunuz bir yer olsun. Tam tersini yaparsanız baktığınız her yerde onu görmeniz kaçınılmaz olur. Seyahatler zaten hep güzel değil midir? Yeni insanlar görmek, yeni lezzetler tatmak, yeni sokaklarda kaybolmak, yeni kültürlerle tanışmak, fotoğraf çekmek, anı biriktirmek. Bu açıdan baktığınız zaman daha yola çıkmadan yavaştan iyileşmeye başlamışsınız demektir inanın bana. Yeter ki gerçekten istekli ve azimli olun acınızı sonlandırmaya. Mesela bir çok yazı var “ayrılık acısına iyi gelen şehirler” diye. Nedense ben buna pek katılmıyorum ya. Yani özellikle belirli bir şehrin ayrılık acısına birebir iyi geleceğini sanmıyorum. Zevk meselesi ya hani. Ne bileyim ayrılık acısı çekerken Venedik’e gitseniz kanallardan birine atmak istersiniz kendinizi zannımca. Nihayetinde boşanu demiyorlar aşıklar şehri, işte efenime söyleyeyim romantizmin başkenti diye. Millet el ele göz göze sandallarla tur yaparken, sen içinde aşk acınla onları izleyemezsin zaar J Hayır izlememelisin de. Ne biliyim böyle bir durumda zannımca Afrika safarisi yapmak daha yerinde bir seyahat planlaması olacaktır ;)

Arkadaşlar gideceğiniz ülkenin, şehrin, kasabanın bir önemi yok. Yeter ki evde durup da acınızla yüzleşip, iyi şeyleri aklınıza getirip hüngür hüngür ağlamaktansa iki günlüğüne bile olsa alın yanınıza size iyi geleceğini düşündüğünüz bir arkadaşınızı alın basın gidin bir yerlere. Ha gönül ister ki, cebinde çılgınlar gibi paran olsun işten yana sıkıntın da olmasın ülkeden ülkeye geçiş yap, ayrıldığın insanı unutmadan da ülkene dönme J Yemin ediyorum hayali bile bir daha aşık olmamak için yetti bana J

Ancak şöyle bir düşündüm de, ayrılık acısı çekerken ben nereye gitmek isterdim diye, zannımca Küba. Ki benim hayallerimin ülkesi Kanada, henüz gitmedim ama gideceğim kesinlikle. Ama biri için ağlıyorsam, özlüyorsam, üzülüyorsam Küba’ya gitmek bana faydalı olur diye hissediyorum. Devrim ruhunu hissetmek mesela, bu bile oraya gittiğimde aklımdaki adamı hatırlamamam için bir etken. Otantik sokakları, kadınların büyük bir alışkanlık ve zevkle sardıkları pruroları, dünya güzeli arabaları, yeşillikleri… Ben zaten bu güzellikler içinde çoktan kaybolmuş olacağım ki adamın aklıma gelmemesi pek tabii karşılanır zannımca. Siz de bir düşünün şöyle, nereye gitseniz hem daha iyi hisseder hem de acınızı azaltabilirsiniz? Bakın peşin peşin şunu da söyleyeyim, kalbiniz ve beyniniz evet yanınızda geliyor. Gittiğinizde bunların tamamen silinmesini tabii ki beklemeyin. Bu seyahati terapi olarak görün ve öyle çıkın yola. Aaa aklıma gelmişken konumuzla süper ilintili bir film var. Hint sinemasına ait (karşınızda hint sineması aşığı bir bloger var J ) KRLALİÇE (QUENN )filmi. Bakın bu filmi mutlaka ama mutlaka izleyin. Kız ayrılık acısı çekiyor ve parası ödenmiş balayına tek başına gidiyor. Ne acı kalıyor ne de aşk. Konumuzla süper uyumlu, aşk acısına birebir bir filmdir. Ay konu sinemaya kaydı durun durun toparlıyorum ama sinema konusunu da ele alalım arkadaşlar. Örneğin, aşk acısına iyi gelen filmler diye. Neden olmasın J


Velhasıl arkadaşlar, ön yargılı davranmadan –işte aklım da beynim de benimle geliyor seyahate çıksam ne fayda- demeden atın kendinizi bir yerlere. Acınıza tuz biber ekecek yerlerden uzak durun derim ama. İşte efenime söyleyeyim Paris, İtalya, İspanya J Şaka yapıyorum bunun kararını en iyi siz verirsiniz. Ki yukarıda da söylediğim gibi illa belirli bir şehir olarak bakmak çok doğru gelmiyor bana ya da böyle bir öneride bulunmak. Bana Küba iyi gelir dedim belki de size İngiltere iyi gelecek. Ha illa yurt dışı olmak zorunda tabii ki de değil. Belki şehir dışı. Ha ona da imkan bulamadınız şehrinize en yakın farklı bir lokasyon tercih edin. İstanbul’da yaşıyorsanız Şile gibi mesela. Siz de kendi şehrinize yakın bir yer tercih edin. Ha gönül tabii ki farklı bir ülke ve şehir görmek ister ama işçiyiz biz anam kendi imkanlarımızla adamları unutmaya çalışacağız işte. Yahu yine bir yere gidemedin çık bir işlek caddede dolaş ne diyeyim ben daha J


Demem o ki sevgili millet, aşk acısı çekerken seyahate çıkarsanız bir taşla iki kuş vurmuş olursunuz. Mantıklı düşünün J Hem yeni bir yer görmüş hem de adamın acısını hafifletmiş olacaksınız. Kapiş J

1 yorum: