24 Ocak 2018 Çarşamba

# #ilkaşk #ilkaşklarunutulmaz #aşk #ilkaşklarnedenunutulmaz #sevgi #unutmak #unutamamak

İLK AŞKLARI UNUTULMAZ KILAN NEDİR?


Arkadaşlar eğer ki bu yazıyı ağlayarak yazmazsam iyi valla :( Şimdi ilk aşklar neden unutulmaz siz ne dersiniz acaba? Herkesin konuyla alakalı farklı, birbirinden değişiklik fikirleri vardır. Ama galiba benim ki tamamen farklı. İlk Aşklar unutulmaz evet, çünkü adı üstünde ilk :) Ay tamam zevzeklik yapıyorum, hazır mısınız ciddi ciddi yazmaya anlatmaya başlıyorum çünkü :)

Millet, aslında baktığımızda çoğu "ilk" unutulmaz. Mesela, ilk kez gördüğünüz bir şehir ülke vs. İkinci ya da üçüncü gittiğinizde aynı şeyleri hissetmezsiniz öyle değil mi? Aynı heyecan, aynı merak, aynı bakış açısı. İlişkiler için de aynı durum geçerli. İlk kez karşı cins bir insana normal sevgiden daha farklı bir his besliyorsunuz. İlk kez "elele yürümek" nedir bunun tanımını bizzat yaşıyorsunuz. Şimdi normal sevgi nedir demeyin zira beni anladığınızı düşünüyorum ya da öyle düşünmek istiyorum :) Bakın arkadaşlar çok hassas bir konuyu yazıyorum, nolur şey etmeyin yani bana :)
Düşünsenize ilk kez birinin elini tutmak nedir bunu tadıyorsunuz. İlk kez aşk cümleleri kuruyorsunuz. İlk kez gece yatarken sabah tekrar onu görebilme umuduyla uykuya atıyorsunuz kendinizi. Ya bunlar şahane duygular değil mi :) Valla kalpli göz emojileri var ya yemin ederim ilk aşklar düşünülerek üretildi bak demedi demeyin. Hayır benim kalbim mesela direkt gözüme fırlıyordu ilk aşık olduğum adamı gördüğümde. Onu da geçtim yemin ederim bütün organlarım kendine uygun bir yer arıyordu anatomim içinde. Çünkü onu gördüğüm an tüm organlarım yer değiştiriyordu. Yemin ediyorum o yaşıma kadar heyecan nedir, kalp çarpıntısı nedir, bir erkeği sevmek nedir bilmiyordum. Bilmiyordum ya inan olsun bilmiyorum ki ben ilk kez aşık olduğumda 21 yaşımdaydım şimdi de 31. Allah'ımmmmmmmm tam10 yıl yaa koca 10 yıl :( Ha şöyle bir şey tabii ki de ilk baştaki gibi acıtmıyor insanın canını. Yahu sıkıysa acıtsın 10 yıldan bahsediyorum ama hala aklıma gelir, hala adını sanını hatırlamakla birlikte gülerken gözlerindeki engin mavinin nasıl huzur yaydığını dahi hatırlıyorum :) Bir gülerdi millet, inan olsun dünyada ondan başka gülen bir insan yokmuş gibi hissederdim. Konuşurken kurduğu cümleleri ki anlamsız bile olsa hafızama kaydeder, yurda dönünce (okurken yurtta kalıyordum da ) bozuk plak gibi, harfleri söylerken hangi harfi daha baskın söylüyorsa onu bile düşünür tebessüm ederdim.


O da beni seviyordu, bence seviyordu :) Çünkü anam bendeki paspallığı görün onu da geçtim ya valla cahil cühela biriymişim o zamanlar. Sevgiliyle ne konuşulur, nasıl sohbet edilir, nasıl sıcak davranılır haberim yok. Ben resmen buzdağı gibi oturuyorum, oysa o cıvıl cıvıl konuşuyor bense sadece dinliyorum. Eğer bana bir şey sormazsa konuşmuyorum. Yahu ses rengimi bilmiyordur belki de adam o kadar suskun puskunum yani. Ama şimdi ay durun neyse şimdiye hiç girmeyelim :) O zamanların acısını çıkarıyorum diyeyim siz anlayın :) Buna rağmen adam benimle görüşüyor ya, sevdiğini söylüyor. Bense adama "ben de" diyemiyorum. İnan olsun diyemiyorum ya. Utanıyorum, çekiniyorum, böyle bi tuhaf oluyorum falan. Adam benden pek bir şey beklemiyordu aslında, sadece ona biraz ilgi göstermemi, canım dememi, elini tutmamı, gülümsememi, iyi geceler ya da günaydın yazmamı, gün içinde arayıp halini hatırını sormamı, hasta olduğunda ilgilenmemi bunları istiyordu. Yemin ediyorum size sadece bunları istiyordu. Ama diyorum ya ilk görüştüğüm ilk sevdiğim insan. Yemin ediyorum nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum ya. O kadar heyecanlanıyordum ki, gülümsemeyi unutuyordum dupduru gözlerine bakınca. Dalıp gidiyordum gözlerine, yüzünün her bir zerresine. Bir keresinde elimi tutmaya çalıştı yemin ederim kıyamet koptu. Nasıl kızdım ya, nasıl bağırıyorum nasıl elimi tutmak istersin diye. Nasıl masum ve salağım. Size şu kadar söyleyeyim, onu kaybetmemdeki en büyük etken sadece salaklığımdı başka bir şey değil.

Günümüzde tabi aynı şeyler olmaz. Herkesin gözü daha bir açılmış, daha kendinden emin, daha her şeyden haberdar vs. Günümüz ilişkileri başka bambaşka nedenlerden dolayı bitiyor. İşte aldatmak başta almak üzere gerisini siz doldurun. Benim ilk aşkımla olan ilişkim de benim inanılmaz derecede ilgisizliğimin kurbanı oldu anasını satayım. Adam haklı olarak beni terk etti :( Yemin ediyorum aradan 10 yıl geçti acım dindi de pişmanlığım gram geçmedi. Yalnız bu pişmanlık denen his var ya, anaaaaa insanın içini gıdım gıdım yiyip bitiyor hani. Adam şimdi evli mutlu çocuklu. Ben hala pişmanlık yaşıyorum :) Onun için sevgili blog yoldaşlarım siz siz olun ne pişmanlık duyacağınız şey yaşayın ne de  "bu insan tamamdır" dediğiniz kişiyi kaybedici şeyler yaşayın. Sakın ha bakın ablanıza hayıflanmalara doymuyorum :)


ilk aşklar unutulmaz, çünkü "ilk" olma özelliği dünyadaki hiç bir şeyin yaşatamayacağı bir heyecan uyandırır insanda. Onun için tekrar aşık olduğunuzda, aynı heyecanı hissedeceğini sanmayın. Olmuyor çünkü, olmuyor :) Ha pesimist olmanın anlamı yok herkeste aynı değil mesela. Ben bir daha heyecanlanmam diyordum son aşkımı yaşayana kadar. Ama tabi ilki kadar şiddetli olmuyor millet. Onun için ilk aşkınızı bulduğunuza inanıyorsanız sakın vazgeçmeyin ondan. Bazılarımız için geçerli değil, hele de günümüz kızları 4-5-6 büssürü erkeğe sevdalanıyor. Ama daha hayatına yeni yeni birilerini almaya başlamış lolitalar var ya, hah siz siz olun eğer gerçekten aşıksanız ve onun da sizi sevdiğinizi düşünüyorsanız savaşın millet. Ha kendinizi sakın ola ezdirmeyin, kaybetme korkusunu yaşayın ve yaşatın her daim ama unutmayın ki bir daha onu sevdiğiniz gibi sevemiyorsunuz :) Bu da size, ilk aşkının değerini bilememiş abla tavsiyesi olsun :) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder