Ayakkabılar üzerine ne yazılar yazıldı ahh ahhh ne hikayeler
anlatıldı. Dünyada kadınlar olduğu sürece ayakkabılar anlatılmaya devam
edilecek. Bu konuda bir kadını ancak yine bir kadın anlar. Hayır ayakkabılar
üzerine ne yazılar yazıldı diyoruz da yazılacak tabii ki de. Nihayetinde her
kadının özelliği, ayakkabılar hakkındaki düşünceleri, hisleri ayrı. Ayy yok
ya aynı mı? Nasıl yani şimdi birçok kadın güzelim kırmızı stiletto hayranı
değil mi? Vallaha da hayranız billaha da hayranız arkadaş J
Bakın sevgili arkadaşlar bizler büyüdükten sonra böyle
olmadık. Daha minnakken bile kırmızı rugan pabuç seviyoduk. İşte onun
kaynağı nedir bu yaşıma geldim çözemedim. Eminim bütün bayanların çocukken, o
bahsettiğim kırmızı bağcıklı rugan sandaletleri olmuştur. Siyahları da vardı
ama en çok kırmızı beğenilir tercih edilirdi. Yalnız bu kırmızının da sarsılmaz
tahtına hayranım hani. Her dönemin rengi. Yahu ister ayakkabı olsun ister
elbise. İllaki kırmızısından da üretilir. Hey yavrum kırmızı heyy sende ki hava
da çoğu renk de yok hani Jw
Biz kadınlar ayakkabı severiz çünkü, ayakkabılarımıza göre
ruh hallerine bürünürüz. Bu nedenlerden biri. Şimdi nasıl bürünüyoruz değişik
ruh hallerine diye erkekler içten içe merak ediyor olabilir durun
tecrübelerimden yola çıkarak bilgi vereyim arkadaşlara kızlar J Şimdi şöyle oluyor,
biz kadınlar topuklu ayakkabı giydiğimizde kendimizden emin, ciddi, iş kadını
havasında, burnundan kıl aldırmayan, havalı, özgüvenli ve fazla dişi bir ruh haline bürünürüz.
İsterse dünyanın en çirkin ayakkabısı olsun sırf topuklu diye bu hallere
gireriz haa JKaldı
ki, hangimiz daha küçük mü küçük şirin mi şirin bir kız çocuğuyken annemizin
topuklu ayakkabılarını ve portföy çantalarını alıp aynanın karşısında kırım
kırım kırılmadık ki JAhh
10 cm ahhh sen nelere de kadirmişsin anasını satiyim JJ
Mesela babet
giydiğimizde (ki nefret ederim. Ama bu babet giyildiğindeki ruh halini bilmeme
engel değil) daha neşeli, çocuksu, rahat, hareketli hissederiz. Alın bir ruh
hali daha. Ne yani biz çilekeş kadınlar, biz ezilen dövülen hatta cinayete
kurban giden derdi başından aşkın kadınlar ayakkabı alıp da mutlu olmayalım mı?
Bizim mutlu olmaya hakkımız yok mu? Bizim değişik ayakkabılar giyerek sokakta
salınmaya hakkımız yok mu? Ayy hayır niye soruyosam pek tabii ki var hatta
ayakkabı aşkımıza karışacak en son canlılar erkekler valla. Biz de sizin
futbol, karı kız ve araba sevdanızı anlamıyoruz, nabeeerrrrJ
Bir de millet gel geelll olaya geeeeeellll!!!Yapılan bazı araştırmalar
depresyon ya da muadili hastalıkların, fazla alışveriş yapan insanlarda
normalin üstünde seyrettiğini söylüyor. Ya Allah’ım yarabbim sabır ver J Tamam sevgili ve pek
değerli psikolog abilerimiz ablalarımız. İstiyorsunuz ki araştırma yapalım, insanları
bilgilendirelim, faydalı olalım ve elimizden geldiğince hastaları tedavi
edelim. Nihayetinde pek tabii ki bu sizin mesleğiniz yani bi zahmet yapın edin
ancak ayakkabı yaa bıraktınız işi gücü biz kadınların ayakkabılara neden aşık
olduğunu hem sadece ayakkabı da değil neden alışveriş yapmayı sevdiğimizi
araştırdınız. Yapın yapmasına da depresyon falan filan diyorsunuz. Yahu
seviyoruz işte bunun başka açıklaması yok ki. Hayır yani sevmenin açıklaması
olamaz. Özel ilişkileri sorguluyor musunuz, yahu bu kadın bu adamı neden
seviyor dur araştırayım diye. Ee yooo. Tamam da anam babam ayakkabı aşkını neden
araştırıyorsun. Bide şimdi itiraf edin sevgili kadın psikologlar, siz şimdi
açık yüreklilikle “hayır efendim ben gayet de ihtiyaç dahilinde alışveriş yapar,
dolabımda da sadece 3 çift ayakkabı saklarım.” deyin hani. İçin el veriyosa de
yaa, ölümü gör de J
Diyemezsin çünkü sadece bizi değil kendini de kandırırsın. Ben inanmıyorum ki
bir kadın çıksın, “ayakkabı mı ıyykk hiç sevmem. Bir çift olsun kafi” desin hadi
desin.
Nasıl ki daha minnaktık, alışveriş nedir dahi bilmezken bize
alınan bayramlık ayakkabılarla uyurduk e daha ne diyeyim nerden açıklama
getireyim bilemedim ki. Ben de insanım tıkanıyosam demek bi yerde J Ama bakın şuna
karşıyım. Özellikle ünlülerde ve çevremizdeki kendini bilmez kasıntı insanlarda
sıkça görüyoruz, “ayol 1000’i geçer ayakkabı sayım” diyor ünlü hatta evine
gidiyo magazinciler çekiyolar o da anlatıyor şöyle seviyorum böyle seviyorum,
şu kadar para harcıyorum bu kadar harcıyorum diye. Bazısı çıkıyor, “ayol benim
ayakkabılarım için başka bir ev daha tutmam gerekir. Hatta bazıları yine
dışarda bile kalır o kadar ki çoookk” diye açıklama yapar bla bla bla. Yahu ne
gerek var bu tarz olaylara. Ama işte ayakkabının gücü bu millet. Ayakkabılar
bize dişilik getirdiği kadar milletin reklamını yapmasına da vesile oluyor.
Buyrun işte ayakkabı sevmemiz için bir neden daha J
Aslında bende ki iş ha, neden bunun açıklamasını yapma
ihtiyacı hissettim onu da anlamadım ama şunu söylemeden bitiremeyeceğim,
-
Hayat kısa. Aklımızda kalan o ayakkabıyı almak bizim
en doğal hakkımız ülkemin güzel, narin, güçlü, çalışkan, azimli, savaşçı,
çilekeş, yüreği zengin kadınları J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder