Herkes farklı nedenlerden dolayı üniversite okumak
istiyordur diye tahmin ediyorum ben. Herkesin farklı düşünceleri ve her
düşüncenin farklı bir karakteristik kahramanı var. Kimisine göre, aileden
uzaklaşma isteği, kimisine göre yeni ortamlar yeni bir çevre edinme isteği,
kimilerine göre de hayalindeki mesleğe yaklaşma isteği ve birçoğuna göre de
“altın bilezik” edinme isteği.
Bir şey söyleyeyim mi, şu altın bilezik peşinde olanların
çoğu sürünüyor da diğer nedenlerden dolayı üniversite okumuş arkadaşlar aldı
başını gidiyor ne diyeyim ben daha J
Ben mi üniversite kavramını yanlış anlıyorum yoksa ben doğru anlıyorum da
şartlar hayalleri ayaklar altına alıyor bilemeyeceğim ama yine de öyle ya da
böyle iyi ki okumuşum diyorum.
Şimdi gelelim “altın bilezik” nedir sorusuna cevap aramaya.
Nihayetinde tecrübe konuşuyor burada hey yavrum heyyJ Yahu üniversiteye deli divane
çalıştın, geceni gündüzüne katarak sabahlara kadar test çözdün, dershaneye
gidip uykusuz bitkin bir şekilde öğrenmeye çalıştın dersi veeeee sonuç olarak
çoğumuzun hayal diyarı üniversiteyi kazandık. Ne mutlu bize J Şimdi ikinci level
sıkı tutunun J
Geldik misler gibi üniversite öğrencisi olduk. Yine derslere gittik geldik,
vizedir finaldir büttür çalıştık girdik veeeee sonuç olarak mezun olduk. Yine
ne mutlu bize J
İşte olay bundan sonra başlıyor şimdiye kadar olanlarda sıralama hatası yok
zannımca. Ama işte mezuniyetten sonra level 3 diyemedim ayy durun yazamıyorum
da. Beyin firar etti toparlayamıyorum da. Neydi hayaller nedir gerçekler? Hangi
birinden dem vurup hangi birine isyan etsem şaştım şu an ama toparlıyorum
galiba sıkıntı yapmayın J
Yahu çoğu kişinin (ki buna ben de dahilim) okumuş olduğu
bölüme bir de gerçekte yapmış olduğu işe bakıp bakıp sinirleniyor sinirlenmekle
kalmayıp deli divane isyan ediyorum. Birçok üniversite mezunu işsiz, birçok
üniversite mezunu farklı işlerde kabul edilmeyecek maaşlarla çalışıyor, birçok
üniversite mezunu yaptığı işin yanında ek gelir olsun diyerekten uykusuz bitkin
başka işlerde çalışıyor. Çalışıyor ki ailesi kimseye muhtaç olmasın. Birçok
kişiye soruyorsun, “hangi bölüm mezunusun?” mühendislik diyor ama bakıyorsun
adam polis olmuş. Meslekleri yadırgadığım tabii ki de yok kaldı ki haddime de
değil ama bu muydu hayalimiz mühendislik okurken? Gazetecilik de okurken ev
hanımı olmayı hayal etmiyordur çoğu bayan arkadaşım zannımca. Şimdi soruyorum
size; hani üniversite okumanın sonucu bileğe takılan altın bilezik? Hangi altın
bilezik diye sormak belki de daha doğru olur.
Bak kızdım şimdi ha. Hayaller hayatlar. Denklem bu olsa daha
iyi olur zira üniversite ile altın bilezik denklemini ben kuramadım sizlerden
kuran varsa anlatıversin sevabına bana da. Tamam bileğimde altın bileziğim var
gönül rahatlığıyla ev hanımı olabilirim mi diyeceğiz?
Her zor durumda kendimizde sorun aramaktansa bayılırız ona
buna laf atıp suç bulmaya. Yalan mı? Şimdi çoğumuz diyoruz ki; “biz elimizden
geleni yaptık ancak ülkenin hali ortada ne yapalım” evet haklısınız çünkü ben
de öyle düşünüyorum. Ben de öyle düşünmesem hak vermeyecekmişim gibi J hayır nasıl düşünmek
gerekir acaba şu şartlarda. “ayol ne diye tedirgin olayım ki benim kolumda kapı
gibi Trabzon burmam var” mı diyeceğiz şimdi. (Trabzonlu olunca tek bir altın bilezik
kesmez beni bana Trabzon burması gerek J
)
Yok arkadaşlar yok. Tamam üniversite okumak güzel, deneyim,
bilgi, kültür, falan, filan eyvallah. Üniversite okuyup da pişman olan henüz
görmedim şu yaşıma kadar. Ama şunu tecrübe ettim şu fani ömrümde, bazı
meslekler için illaki üniversite okumaya gerek yokmuş. Mesela örnek olarak kimi
vereyim kimi vereyim. Ayy durun uzağa gitmeye gerek yok alın mesela ben evet evet
ben Gamze J
Radyo Televizyon okudum da ne oldu he sorarım size ne oldu? Ay tabi çoğunuz
bilmiyor bunun cevabını durun açıklayayım. 4 yılımı verdim üniversiteyi
bitirdim kaldı ki öncesindeki okul ve dershane yaşantımı belirtmeme gerek yok
zannımca nihayetinde oturduğum yerden kazanmadım ben bu okulu. Tamam kazandım
ohh misler gibi de okudum mezun oldum, peki televizyonda mı çalışıyorum? Hayır!
Bildiğin reklamcı oldum çıktım, buyrun işte alın size hayaller-hayatlar
denklemi. Haa pardon altın bileziğim var benim: Radyo Tv Sinema! Tecrübelerim
şunu gösterdi ki bana, televizyoncu olmak için illa bu bölümü okumaya gerek
yokmuş. Eliniz yüzünüz düzgün, diksiyon düzgün, az biraz kamera korkunuz yoksa
ve tabii ki arkanızda ya da yanınızda bir tanıdık varsa ohh miiss ekranın aranan
yüzü oluverirsiniz maazallah J
çoğu kişiyi tenzih ederim hakkıyla bi yerlere gelmiş olanlar rica ediyorum
üzerinize alınmayın, ben burada aynı durumdan muzdarip arkadaşlarla
dertleşiyorum J
Yazının sonu yok yazdıkça yazılır örnek verildikçe verilir
bu konu hakkında ve eminim herkesin de söyleyecek iki çift kelamı da vardır.
Ancak tahmin ediyorum ki beni anladınız sevgili okurlar J Ben naçizane çürütmek
istiyorum üniversite-altın bilezik olayını. Onun doğrusu hayaller ve
hayatlardır. Ha bir şekilde hepimiz iş hayatı içindeyiz. Paramızı kazanıp
geçinmeye çalışıyoruz ömür yettikçe. İstediğimiz, hayal ettiğimiz mesleği değil
de bir şekilde hayatta kalabilmek aileye muhtaç olmamak adına farklı
sektörlerde farklı hayatları yaşıyoruz. Gönül isterdi canım istemez miydi sizce
o kadar emek verdiğimiz mesleğimizi yapalım. Ha işte olduğu kadar olmadığı
kader deyip yetinmeye şükretmeye çalışıyoruz. Ama kendi adıma konuşmak
istiyorum ki, altın bilezikmiş, üniversite mezunuymuş, hunharca didinmekmiş
fasa fiso. Ne mutlu okuduğu mesleği şu an icra edenlere. Yolunuz açık olsun a
dostlar. Tüm alkışlar size J
Velhasıl sevgili kader ortaklarım ve üniversite okumaya
ramak kalmış minik kardeşlerim J
Hepinizin yolu açık, aklınızdan geçen de ömrünüze nasip
olsun inşaaalllaaahhhhh…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder