Hepimizin küçükken hayalinde yatan bir meslek vardı değil
mi? Hatta bir meslek bile değil birden fazla. Her yaş aralığında isteklerimiz
değişirdi. Kız çocukları önce anne olmak istedi meslek olarak erkekler de baba.
Hayır bu zaten istesen de istemesen de olacak da işte çocukluk naparsınız J İlkokul çağlarında da
inatla öğretmen olacağız dedik. Ortaokula geldik anaaaa doktorluk, profesörlük
cirit atmaya başladı olgunlaşmaya adım atmaya başlamış beynimizde. Ne zaman ki
liseye geçtik hah işte o zamanlar daha mantıklı atmaya başladık. Atmak
demeyelim gerçi de daha böyle bi kendimizi özelliklerimizi tanıdığımız için
güya ne olmak istediğimize karar verdik. Sonunda taaa ilkokul çağlarında
başlayan meslek seçimi maratonu lise sonda nihayeti ermedi mi erdi. Aslında
hakikaten erdi mi tarşılır? Çünkü neden? E nedenimi var arkadaşım birçoğumuz
hayalimizdeki mesleğe ulaşmış hatta köprüyü ışık hızıyla geçmişken birçoğumuz
hayaller hayatlar arasında gidip geliyor.
Ahh kızlar ahhhh. Hepimiz minnakken elimizde saç fırçası
ayna karşısına geçip şarkılar söylemedik mi ayağımızda annemizin topukluları?
Yonca Evcimik benim Tarkan senin çığırdık durduk. O zamanlarda ne olacağımız
belliydi “şarkıcı” ama en popülerinden. Hey gidi dostum heyy. Bizler saç
fırçasıyla şarkı söyleyerek mutlu olup üst üste katlanmış çorapları top yapıp
futbol oynamış nesiliz evin içinde. Çünkü erkekler futbolcu olacaktı ya o
dönem. İşte algı arkadaşlar bu algı. Ne yani eline saç fırçasını geçiren
şarkıcı mı oldu ya da çoraplarla evin içinde çift kale maç yapan futbolcu mu?
Ha şimdi şöyle bi durum var olan oldu valla. Hatta ünlü de oldu, yıldızlaştı,
devleşti, albümleri hunharca sattı, yeni albümünü bulamayanlar elinden oyuncağı
alınmış bebe gibi de ağladı. İnan olsun o ağladı.
Günümüz ünlülerinden bazıları da harbi o dönem saç
fırçalarıyla başlamış müzik kariyerine. Sonra yerini dişli taraklar almış. Okul
yıllarında kalem kutular girmiş devreye al işte şimdi taşlı mikrofonlarla sahne
almıyor hanım ablalar hanım ağabeyler. Ha hanım abi olmadı efendi ağabeyler
olsun o J
Eee dön geriye bak şimdi, senin neyin eksikti x arkadaşım y bacım? Bazılarına
Allah “yürü ya kulum” demişse demek.
50 – 50 ayrılmış şekilde bu güruh millet. Bir kısmımız
hakikaten minnakken ne istemişsek onu yapma şansına nail olmuşken bir kısmımız
da “ulan hay bu mesleği seçenin ben taaa…” durumunda isyanlarda. Kendimden
örnek vereceğim ve inan olsun bizzat şahsımca yaşanmış şeylerdir bunlar hafife
almayın J
Ben de pek tabii ki birçok bayan arkadaşım gibi elimde saç fırçası, saç olmak
suretiyle kafaya geçirilmiş bir kazak, dudaklarda kıpkırmızı anne ruju, ayakta
yine topuklu ayna karşısında şarkı söyleyip dans ettim inan olsun yaptım
bunları. Ama çok iyi hatırlıyorum, 12-13 yaşlarımdayken okumayı çılgınlar gibi
sökmüş, konuşmak desen ağzı susmayan bir çocuk olarak o yaşlarda sinema
dergileri alıyordum. Bazıları gazetenin eki olarak eve girerken bazılarını
harçlığımla gidip alıyordum, evet evet bildiğin sinema dergisi satın alıyordum.
Vizyonda ne var ne yok, hangi yönetmenin hangi filmi var, en iyi filmler
hangisi bilmem ne okur okur öğrenirdim. Düşün yani o yaşlarda içime yerleşmiş
sinema aşkı hala deliler gibi de izler izlettiririm J Ama işin ilginç tarafı sadece
öğrenmekle kalmayıp yine ayna karşısında, yine dudağımda ruj sanki televizyonda
program sunuyormuş gibi o filmi a’dan z’ye anlatırdım. Valla bakın J
Bir de o yaştaki bir insanın düzgün bir cümle kurması hele
hele sanki gerçekten program sunuyormuş gibi de diksiyona hakimiyet offff yani
bir gör, sanırsın Gülgün Feyman J
“Evet sevgili sinemaseverler, bu hafta vizyona giren ve beyaz perdede ilk
haftasında büyük ses getiren diğer bir filmimiz ise ……..” diye devam ediyordum.
Tamam dedim ben Televizyon Sinema okumalıyım. Koymuştum kafaya ama hakkında pek
bir fikir sahibi olmadığım için henüz dillendirmemiştim o dönem. Ne zaman ki
ortaokula geldim iyice oturdu beynimden tut bütün benliğime; “televizyoncu
olacam beenn” J
Hayır okudum da. İnan olsun Radyo Tv Sinema okudum. Program da sundum her ne
kadar sinema programı olmasa da yaptım yani az çok merakımı dindirdim. Şey tabi
bunları üniversite dönemimde yaptım. Güya bir an evvel öğrenip gezinmeliydim o
kanal senin bu kanal benim. Ne oldu he oldu. Okuduğumla kaldım J Pek tabii ki de ben de
birçoğunuz gibi kendi mesleğimi icra etmiyorum ama en azından yazıyorum ahan da
böyle içimden ne geliyorsa dertleşiyorum sizinle.
Yani arkadaşlar demem o ki, çocuksun yahu adın üstünde
“çocuk”. Tabii ki de henüz şekillenmemiş oluyor o zamanlar beynimizde olmak
istediğimiz meslekler. Çoraplarla futbol oynadın diye de futbolcu olmadın,
fırçayla şarkı söyledin diye de şarkıcı. Haa şöyle bir fark var yalnız, oyuncak
bebeklerine annelik yapan bütün kız çocukları yani şey büyük bir çoğunluk şu an
gerçek anne. Saygılar selamlar efendim tüm alkışlar size J çoğunluk içinde sıyrıldınız
hadi yine iyisiniz J
O değil de şimdiki çocuklara baktığın zaman da, yok savaşçı
olmak istiyor ya da o oyunlarda ne gördüyseler o karaktere bürünmek istiyorlar
ama oraya hiç girmeyeyim beni de boyumu da bilgimi de aşan konular J
Velhasıl sevgili millet, küçükken neysen büyüyünce de o
olunmuyormuş görmüş olduk el birliğiyle. Ha olanlara ne ala, olamayanlara da
pek ala yapacak bir şey yok. Ama siz siz olun üzülmeyin “ben küçükken şunu
olacaktım diyerekten” bak önüne, bir şekilde paranı kazan da nasıl kazanırsan
kazan. O halde güzel bir kapanış anonsuyla noktalayayım yazımı; “bir yazıda
daha sizinle birlikteydik sevgili okurlar. Gelecek yazımızda görüşmek üzere.
Şimdilik esen kalın ve okumaktan asla vazgeçmeyin” J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder