2 Haziran 2016 Perşembe

# çocukluk hayalleri # çocukluk meslekleri

ÇOCUKKEN NEYDİK ŞİMDİ NE OLDUK?



Hepimizin küçükken hayalinde yatan bir meslek vardı değil mi? Hatta bir meslek bile değil birden fazla. Her yaş aralığında isteklerimiz değişirdi. Kız çocukları önce anne olmak istedi meslek olarak erkekler de baba. Hayır bu zaten istesen de istemesen de olacak da işte çocukluk naparsınız J İlkokul çağlarında da inatla öğretmen olacağız dedik. Ortaokula geldik anaaaa doktorluk, profesörlük cirit atmaya başladı olgunlaşmaya adım atmaya başlamış beynimizde. Ne zaman ki liseye geçtik hah işte o zamanlar daha mantıklı atmaya başladık. Atmak demeyelim gerçi de daha böyle bi kendimizi özelliklerimizi tanıdığımız için güya ne olmak istediğimize karar verdik. Sonunda taaa ilkokul çağlarında başlayan meslek seçimi maratonu lise sonda nihayeti ermedi mi erdi. Aslında hakikaten erdi mi tarşılır? Çünkü neden? E nedenimi var arkadaşım birçoğumuz hayalimizdeki mesleğe ulaşmış hatta köprüyü ışık hızıyla geçmişken birçoğumuz hayaller hayatlar arasında gidip geliyor.

Ahh kızlar ahhhh. Hepimiz minnakken elimizde saç fırçası ayna karşısına geçip şarkılar söylemedik mi ayağımızda annemizin topukluları? Yonca Evcimik benim Tarkan senin çığırdık durduk. O zamanlarda ne olacağımız belliydi “şarkıcı” ama en popülerinden. Hey gidi dostum heyy. Bizler saç fırçasıyla şarkı söyleyerek mutlu olup üst üste katlanmış çorapları top yapıp futbol oynamış nesiliz evin içinde. Çünkü erkekler futbolcu olacaktı ya o dönem. İşte algı arkadaşlar bu algı. Ne yani eline saç fırçasını geçiren şarkıcı mı oldu ya da çoraplarla evin içinde çift kale maç yapan futbolcu mu? Ha şimdi şöyle bi durum var olan oldu valla. Hatta ünlü de oldu, yıldızlaştı, devleşti, albümleri hunharca sattı, yeni albümünü bulamayanlar elinden oyuncağı alınmış bebe gibi de ağladı. İnan olsun o ağladı.
Günümüz ünlülerinden bazıları da harbi o dönem saç fırçalarıyla başlamış müzik kariyerine. Sonra yerini dişli taraklar almış. Okul yıllarında kalem kutular girmiş devreye al işte şimdi taşlı mikrofonlarla sahne almıyor hanım ablalar hanım ağabeyler. Ha hanım abi olmadı efendi ağabeyler olsun o J Eee dön geriye bak şimdi, senin neyin eksikti x arkadaşım y bacım? Bazılarına Allah “yürü ya kulum” demişse demek.




50 – 50 ayrılmış şekilde bu güruh millet. Bir kısmımız hakikaten minnakken ne istemişsek onu yapma şansına nail olmuşken bir kısmımız da “ulan hay bu mesleği seçenin ben taaa…” durumunda isyanlarda. Kendimden örnek vereceğim ve inan olsun bizzat şahsımca yaşanmış şeylerdir bunlar hafife almayın J Ben de pek tabii ki birçok bayan arkadaşım gibi elimde saç fırçası, saç olmak suretiyle kafaya geçirilmiş bir kazak, dudaklarda kıpkırmızı anne ruju, ayakta yine topuklu ayna karşısında şarkı söyleyip dans ettim inan olsun yaptım bunları. Ama çok iyi hatırlıyorum, 12-13 yaşlarımdayken okumayı çılgınlar gibi sökmüş, konuşmak desen ağzı susmayan bir çocuk olarak o yaşlarda sinema dergileri alıyordum. Bazıları gazetenin eki olarak eve girerken bazılarını harçlığımla gidip alıyordum, evet evet bildiğin sinema dergisi satın alıyordum. Vizyonda ne var ne yok, hangi yönetmenin hangi filmi var, en iyi filmler hangisi bilmem ne okur okur öğrenirdim. Düşün yani o yaşlarda içime yerleşmiş sinema aşkı hala deliler gibi de izler izlettiririm J Ama işin ilginç tarafı sadece öğrenmekle kalmayıp yine ayna karşısında, yine dudağımda ruj sanki televizyonda program sunuyormuş gibi o filmi a’dan z’ye anlatırdım. Valla bakın J



Bir de o yaştaki bir insanın düzgün bir cümle kurması hele hele sanki gerçekten program sunuyormuş gibi de diksiyona hakimiyet offff yani bir gör, sanırsın Gülgün Feyman J “Evet sevgili sinemaseverler, bu hafta vizyona giren ve beyaz perdede ilk haftasında büyük ses getiren diğer bir filmimiz ise ……..” diye devam ediyordum. Tamam dedim ben Televizyon Sinema okumalıyım. Koymuştum kafaya ama hakkında pek bir fikir sahibi olmadığım için henüz dillendirmemiştim o dönem. Ne zaman ki ortaokula geldim iyice oturdu beynimden tut bütün benliğime; “televizyoncu olacam beenn” J Hayır okudum da. İnan olsun Radyo Tv Sinema okudum. Program da sundum her ne kadar sinema programı olmasa da yaptım yani az çok merakımı dindirdim. Şey tabi bunları üniversite dönemimde yaptım. Güya bir an evvel öğrenip gezinmeliydim o kanal senin bu kanal benim. Ne oldu he oldu. Okuduğumla kaldım J Pek tabii ki de ben de birçoğunuz gibi kendi mesleğimi icra etmiyorum ama en azından yazıyorum ahan da böyle içimden ne geliyorsa dertleşiyorum sizinle.



Yani arkadaşlar demem o ki, çocuksun yahu adın üstünde “çocuk”. Tabii ki de henüz şekillenmemiş oluyor o zamanlar beynimizde olmak istediğimiz meslekler. Çoraplarla futbol oynadın diye de futbolcu olmadın, fırçayla şarkı söyledin diye de şarkıcı. Haa şöyle bir fark var yalnız, oyuncak bebeklerine annelik yapan bütün kız çocukları yani şey büyük bir çoğunluk şu an gerçek anne. Saygılar selamlar efendim tüm alkışlar size J çoğunluk içinde sıyrıldınız hadi yine iyisiniz J
O değil de şimdiki çocuklara baktığın zaman da, yok savaşçı olmak istiyor ya da o oyunlarda ne gördüyseler o karaktere bürünmek istiyorlar ama oraya hiç girmeyeyim beni de boyumu da bilgimi de aşan konular J


Velhasıl sevgili millet, küçükken neysen büyüyünce de o olunmuyormuş görmüş olduk el birliğiyle. Ha olanlara ne ala, olamayanlara da pek ala yapacak bir şey yok. Ama siz siz olun üzülmeyin “ben küçükken şunu olacaktım diyerekten” bak önüne, bir şekilde paranı kazan da nasıl kazanırsan kazan. O halde güzel bir kapanış anonsuyla noktalayayım yazımı; “bir yazıda daha sizinle birlikteydik sevgili okurlar. Gelecek yazımızda görüşmek üzere. Şimdilik esen kalın ve okumaktan asla vazgeçmeyin” J

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder