17 Haziran 2016 Cuma

# deniz # derya

DENİZ MİDİR HUZUR VEREN YOKSA BİZİM İÇİMİZDEKİ ENGİN HUZURSUZLUK MUDUR DENİZİ SEVDİREN?


Vay anasını dostlar, tarihimin en uzun başlığını attım iyi mi? Parmaklarımın ayarı yoksa demek J Neyse millet, sizce “Deniz midir huzur veren yoksa bizim içimizdeki engin huzursuzluk mudur denizi sevdiren?” ne dersiniz? Kötü durumlarda daha doğrusu ruh halimizin pek de yerinde olmadığı durumlarda bayılırız bir şeylere anlam yüklemeye. Takipçiler hatırlarsa, geçtiğimiz günlerde bu konuyla ilgili gün batımını işlemiştik. Mutsuzken pek severiz ya gün batımı seyrini. Dalarız ya hayal dünyalara hah işte o misal. Denizi fotoğraflamayı da severiz, durup seyrini de, yansıttığı o tuzla karışık huzur kokusunu da. Ayy ne çok huzurdan bahsettim. Ama nihayetinde ihtiyacımız olan yegane isteklerden değil mi; huzur

Biri çıkıp da diyebilir mi, “ben deniz sevmem diye” cevap veriyorum, aslaaa. Yani en fazla yüzmeyi sevmezsiniz ama çoğumuz deniz seyrini, o engin maviyi içimize çekmeye bayılırız. Bazı şeylere olduğu gibi denize de biz mi böyle bir anlam yüklüyoruz yoksa gerçekten rahatlatıcı bir etkisi var mı hep birlikte bunu ele alacağız. Sıkı durun, bilirkişi yine iş başında J


Yani denizdir, okyanustur, deredir kısacası su severiz. Neden mi? E baktığımız zaman dünyanın 4/3’ü sularla kaplıdır. Vücudumuzun da %60 kadarı sudur. Demek ki neymiş, su hem dünya hem de bizler için önemli bi nimet. Buyrun size mantıksal çıkarım. Tamam olayı çözdüm. Yani filozof olacak kızdım da işte yazıya verdim kendimi düşünmekten ziyade J Arkadaşlar tamam su var olabilmemiz için gerekli hatta şart olan bir gereksinim. Tamam buna lafım yok da neden enginler bizlere huzur verir? Neden deniz kenarında seyre dalarız derin deryayı? Bu sana has bir durum demeyin sakın, deniz seyretmeyi sevmeyen kimse yoktur diye tahmin ediyorum. Dediğim gibi yüzmekten bahsetmiyorum, izlemekten bahsediyorum.Çoğu durumda olduğu gibi yine kendimden örnek vererek devam etmek istiyorum müsaadenizle J yaşım o zamanlar daha 18 (hey gidi yıllar) üniversite sınavına hazırlanıyorum. Ama bir görün kazanmam lazım böyle bir azim yok. Hunharca, çılgınlar gibi ders çalışıyorum. Trabzonlu olunca bir de genelde bütün evler deniz görür hak verirsiniz ki. Bizim de ev denize sıfır. Yani arka balkondan atlasan denize düşersin inan olsun JNeyse çılgınlar gibi ders çalışıyordum dedim ya, hah işte dersten bunaldığımda çıkardım hemen balkona. Denizi izlerdim, izlerdim, izlerdim. Belki 1 belki 2 saat belki de sadece 10 dakika. İnan olsun rahatlardım. Kafamı ve içimi boşaltıp dönerdim yine dersimin başına ve daha konsantre olmuş, daha sakin bir şekilde. Demek ki neymiş, denizin rahatlatıcı bir özelliği varmış. Ben böyle hissediyorum diye de genelleme yaptım ya helal olsun bana. Böyle bir bencillik yok yalnız J

Aslında belki de su sesidir bu etkiyi yaratan. Nihayetinde çoookk eski çağlarda hastalara su sesi dinletilirmiş tedavi amaçlı. Hatta biraz magazinsel olacak ama, şarkıcı Işın Karaca’nın çocuğu çok hastaymış ve hastanede yatarken Karaca çocuğa devamlı su sesi dinletmiş uyku halindeyken. Ve çocuk hızlı bir şekilde iyileşmiş. Bunun sonucu olarak da Karaca gidip koluna yunus dövmesi yaptırmış minnet amaçlı. Doğru ya da yanlış bilemem ama nihayetinde suyun yatıştırıcı ve huzur verici bir etkisi olduğu su götürmez bir gerçek.


Neyse millet onu bunu bilmem ama deniz görünce mutlu oluruz. Daha önce hiç deniz görmemiş bir çocuk sevinciyle karşılarız denizi her gördüğümüzde o mutluluğu. Yüksek bir dağı geçtikten sonra karşımıza uyuyan güzel olarak serilen o enginliği. Tebessüm oluşturur yüzlerde. Mutluluk tohumları eker feri gitmiş yüreğimize. Belki bir anımız vardır denizle ilgili, belki de beklediğimiz biri. Belki sadece mavi rengidir bizi kendine çeken. Belki de bakınca görmediğimiz ama içinde yaşayan milyonlarca canlının var olma düşüncesidir deniz sevme nedenimiz. Derler ya, sevmenin nedeni olmaz diye. Bu da öyle bir şey değil mi aslında? Siz hiç kumlara oturup gün doğumunun ufuktan yükseldiği tan vaktinde, içinizde bir umut ya da mutlulukla, kıyaya değen minik dalgaların yumuşacık sesiyle kendinizden geçmediniz mi? Peki deniz üstündeki yakamoz aksi? Yani arkadaşlar nice huzura gebedir deniz ve o engin mavi.

Aşk kokan hayallerimiz bile genelde deniz kenarlarında geçer. “şimdi olacak sevgilin yanında. Deniz kenarında hafif üşürken yaslanacaksın omzuna.” Diye hayaller kurmadık mı ya. Ay yoksa sadece bana has bir durum mu bu? JYani pardon da deniz önemli olmasa, binaların denize bakan daireleri bu kadar pahalı olur muydu ha? Ya da lüks restoranlar, kafeler, gece kulüpleri denize sıfır olur muydu?


Ve daha neler neler. Diyorum ya herkes bir anlam yükler sevdiği şeylere ve denize. Kimi huzur bulur, kimi mutlu olur, kimi dinlenir ve kimi de bekler. Denizden gelecek haberi, umudu bekler. Gönlünde kalıcı sevgilini, denize uğurlarsın. Ve yine denizden beklersin dönmesini. Issızdır sessizdir kimi zaman mavi derya, gözyaşlarını karıştırırsın sonsuzluğuna. Özlemini dindirmeye çalışırsın, soluksuz ufuğundaki gizemle. Her geçen gemide, her dalga sesinde, her yosun kokusunda ararsın yoluna sayısız sevgi sözcükleri ektiğin gideni. Denizle dertleşirsin, ancak deniz anlar senin o huzursuz halinden. Ancak deniz anlar senin suskun dilinden. Götürdüğü gibi geri getirecektir aklındaki, gönlündeki, gözlerindeki, özlemindekini. Her giden geride üzgün bekleyen bırakır. Bunun karası, havası, denizi yok belki ama deniz bekleyişinde sana ev sahipliği yapar. Yalnız bırakmaz seni o şafak günlerinde. Hem acına hem huzuruna ortak olur işte. Bağırır verdiği dalgalarla, “bekle, sabret, inan. Götürdüğüm gibi geri getirmeyi de bilirim beklediğini.” diye. Düşünüyorum da, o sınavlara çalıştığım dönem denize bakar rahatlardım diyorum ya, belki de bugüne hazırlıkmış o süreç. Bekleyeceğim varmış denizden bana gelecek. Yine izliyorum denizi, bu sefer gözü yaşlı gideni bekleyerek. Eyy deniz ne deryaymışsın sen içinde bin bir hikaye barındıran.


Sıkıldığınızda seyre dalın arkadaşlar denizi. Denize uzak yaşıyorsanız en azından görseliyle huzur bulmaya çalışın. İşe yarıyor inanın. Eee tecrübeyle sabit J Ama siz siz olun, denize uğurlamayın gönlünüzde varsa biri. O enginliğin içinde derin hasretle beklemeyin. Denizin verdiği huzur kadar özlemi de uçsuz bucaksız, bilesiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder