Yine geldi mi bi hafta sonu daha. Yine başladı mı kavurucu
sıcaklar. Yine durulmaz mı güzelim cumartesi evlerde. Yine ihtiyaç mı var biraz
cennete? O zaman istikamet Abant Gölüüüüüü J
Ay bir de tam Abant havaları bu havalar. Mis gibidir mis. Akşamında üşütür
hatta biraz, kavruluyoruz ya burda bi nefes alamıyoruz ya binaları aşıp da.
Gidin yaa atın kendinizi cennetin kollarına. Seyir yapın güzelim göl kenarında
belki faytonla diyeceğim de kıyamıyorum atlara. Yürüyün güzelim ağaçlarla
döşenmiş gölün yamacında, ne yapacaksınız faytonu atı. Yani atın kendinizi bi
Abant’a da J
Demek ki neymiş, bu hafta sonu planlara dahil etmemiz
gereken yegane cennetlerden biri, Abant Gölü. İstanbul’da yaşayanlar pek çok
defa gidip görmüştür zannımca. Ama hayıflanıp üzülenler de vardır; “ulan
İstanbul’da yaşıyoruz ama bi vakit bulup gidemiyoruz bir yerlere” diye. Alın
size fırsat işte. İstanbul’a yakın ama bir o kadar uzak, oksijen bahçesi. Ama
gitmişken kalın da bir gece. Bakın sabahında nasıl da dinç ve huzurlu nasıl da
enerjik uyanıyorsunuz. Yalnız ben yaşlanıyorum galiba ha. Dikkat ettim de son
yazılarda ne bileyim hep böyle bi huzurdan yok efendim dinginlikten rahatlıktan
bahseder oldum. Ayy kıyamam kendime beeenn. Daha nice yazılarla buluşacaktım
sizinle, daha nice rotalar oluşturacaktım naçizane. Ayy daha içimi tam
anlamıyla dökememiştim satırlara. Omzuma yıllar ağır geliyorsa demek. Ben elimi
eteğimi çekeyim kapitalist sistemden de oturayım evimde şu aciz ömrüm
yettiğince yazıp durayım. Yorulunca iki film birkaç satır kitap okuyup tekrar
yazayım hatta. Hem belki yazmak için ben de Pierre Loti misali bulurum gizli
kalmış bi köşe J
Neyse Abant’ı bitireyim de düşünürüm bu konuyu bilare yine J
Arkadaşlar baktığımız zaman İstanbul deyince taşı toprağı
altın diyoruz ya bir yok öyle bir şey iki altın olsa ne olur cenneti
vermedikten sonra derler bu sözü ortaya atan adama. Dünya kadar paran olsun var
olan güzellikleri keşfedemedikten sonra değil mi ama. Geçtiğimiz hafta Atatürk
Arberotumu’nu ele almıştık yine cennet misali. Böyle yerlerin nesli tükenmeden,
gezin görün arkadaşlar. Madem bir kereye mahsus bahşedilmiş bu hayat bize,
amaann hayatınızı yaşayın valla. Yarını düşünmekten günü kaybediyoruz. Onun
için al yanına sevdiceğini arkadaşım basın gidin kafa dinlemeye, gezmeye,
aşkınızı tazelemeye, göle nazır romantik bir akşam yemeği yemeye.
Normal tempoda yürüyüşle gölün çevresini turlamak 1 ila 1,5
saat sürüyor. Tabi isterseniz bisiklet, at, fayton da kullanabilirsiniz ama
yürümek en sağlıklısı yahu temiz havayı ciğerlerde yer kalmayıncaya kadar
soluyarak. Ay millet bir de gölün manzarası, göl kıyısından bile olağanüstü.
Bir de etrafındaki tepelere çıkınca oradan bakın seyrine. Allaaahhhhh o ne
manzara J
Abant’ın işte en güzel özelliklerinden biri belki de en önemlisi belki de değil
direkt en önemlisi, doğal güzellikler olması. Bıktık tabi yapay güzelliklerin
seyrinden, onun için bulunmaz nimet İstanbul’da yaşayanlar için. Yani tabii ki
sadece İstanbul’da yaşayalar için yazmıyorum bunları. Ankara’daki dostlar siz
de gelin yaa bakmayın siz bana J
Yalnız var ya gölde yetişen alabalığın tadı Abant Alası diye geçiyor, yok böyle
bi lezzet. Balığa düşkün olmayan ben bu tada bittim desem yeridir. Eğer
gideceksiniz Abant’a gölün alabalığından yemeden dönmeyin valla. Mis missss JArkadaşlar tabi gitmişken
biraz kültürlenip dönmekte de yarar var. Yani tamam göl dedik, balık dedik,
ağaç dedik de bir de Tabiat Parkı içinde bulunan tanıtım merkezi var yani şey
adı tam olarak bu mu emin değilim ama içeride bölgede var olan hayvanların
doldurulmuş halleri sergileniyor. Tamamen doğal müze, biraz ürkütücü ama pek
güzel bir yer. Gitmişken buraya uğramayı ihmal etmeyin derim.
Daha ne diyeyim bilemedim ki ben J Velhasıl, havalar da dediğim
gibi kavurucu olma yolunda emin adımlarla ilerlerken, en iyisi hengameden kaçıp
biraz kafa dinlemek. Doğal güzellikleri keşfetmek için geç kalmayın millet. Al
yanına sevdiğini, eşini, arkadaşlarını, aileni ya da her kimiyse çıkın çıkın
gidin Abant’a. Güvenin bana pişman olmayacaksınız. Haa yookk ben bina
seviyorum, ben kalabalık seviyorum, vay efendim ben gürültü seviyorum
diyorsanız, o da sizin tercihiniz beeeee der konuyu noktalarım J
Herkese mutlu mu mutlu hafta sonları olsuuuunnnn J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder