Millet ilk başta şunun açıklamasını yapmayı kendime görev
belledim, ondan sonra geçeceğiz yazıya da hazır mısınız duyacaklarınıza J Ay olaya heyecan
katmak istedim azıcık yok bir şey yani. Diyeceğim hepi topu şudur ki; ben tabii
ki de gezdim gördümcü değilim. Zaten bu işi çok ama çok iyi yapan arkadaşlar
var. Ben naçizane hafta sonları özellikle hani belki çorbada azıcık tuzum
bulunur diyerekten gezi rotanıza yardımcı olmaya çalışıyorum o kadar. Hah bunun
açıklamasını yaptığıma göre gönül rahatlığıyla rota defterimizi yazmaya
başlayabiliriz J
Canııımm arkadaşlarım bugün sizlere azıcık tavsiyede
bulunmak istediğim yer, İstanbul’un yine cennet köşelerinden biri; Atatürk
Arberotumu. Cennet diyorum çünkü cennet de tasvirlerde hep böyle işte yemyeşil,
ağaçlı, gölleri olan, rengarenk çiçek bahçelerinin olduğu yer olarak anlatılır
ya e tamam işte Atatürk Arboretumu tam olarak bu tasviri hak eden özel
yerlerden. Ama ilk önce Arboretum ne demek onu açıklamak isterim. Arkadaşlar
dünyanın birçok bölgesinde çeşitli arboretumlar mevcut. Zaten olmazsa olmazlar.
Peki nedir arboretum diye sorduğumuzda da; kısaca adı ağaç bahçesi olan
arboretum, çeşitli ağaçlar, ağaççıklar ve çalı topluluklarının koleksiyon
halinde sergilendiği botanik bahçe olarak tanımlanmaktadır. Botanik bilimciler
için nimet olmakla birlikte, kendileri buralarda araştırma ve gözlemlerini
rahatlıkla yapmaktadırlar. Vay anasını ha, hakikaten bulunmaz nimet.
Düşünsenize bin bir çeşit ağaç, bin bir çeşit bitki türü. Araştır araştır
bitmez valla J
Tamam arboretumun ne olduğunu öğrendikten sonra gelelim
bizdeki güzelim botanik bahçemize. Atatürk Arboretumu, İstanbul’un Sarıyer
ilçesi içinde yer alıyor. Ve içeride 1500’ün üzerinde değişik bitki ve ağaç
bulunuyor. Ayy ama bir görün sanki İstanbul değil de Rize J O kadar yeşil, o kadar
doğal, o kadar oksijenli. Gidin hiçbir şey yapmayın valla kafanızı dinleyin, az
biraz oksijen soluyun, göletin yanında oturup ördekleri izlerken sevdiceğinizle
romantik dakikalar yaşayın, bilmediğimiz ne çok ağaç türü varmış diye bilgi
sahibi olun ve en sonunda da huzura erişin. Valla bakın, içeriye girer girmez
yüzünüzde minnak tebessümler oluşturacak güzellikle eşsiz bir yer. Belki de
büyüleyici demek daha doğru olur. İstanbul’da yaşayanlar ne demek istediğimi
çok daha iyi anlayacaklardır. Trafik sıkıntısından uzak ve tabi o hengameden,
gürültü ve görüntü kirliliğinden arındırılmış tabiat köşesi Atatürk Arberotumu.
Yalnız tabi gezilecek yerler listesinde olduğundan dolayı
hafta sonları ziyadesiyle kalabalık oluyor bilginize J Arboretumda 3 adet gölet
bulunuyor arkadaşlar. Biri daha minik. Ay ama bir görün içinde vuku halde yüzen
ördekler ve suyun rengi tabii ki de ortamın rengine bürünmüş, yemyeşil. İçeriye
motorsiklet, bisiklet ve evcil hayvan sokmak yasak bu arada. E tabi nihayetinde
o güzelliklerin korunması şart. Kaldı ki bu kadar değişik bitkiyi ve ağacı aynı
ortamda başka bir yerde göremezsiniz, koruyalım ve dikkat edelim bi zahmet
değil mi J
Ha tabi tüm aile çoluk çocuk gelip mangal yapmak da yasak aklınızda bulunsun.
Arabanın arkasına güzelim etleri ve mangalı atıp gelmeyin. Hevesiniz
kursağınızda kalır benden söylemesi J
İçeride sizleri, birbirinden renkli ve büyüklü küçüklü
ağaçlar karşılıyor. Ancak arboretum düzenleme bakımından da ziyaretçilerinden
tam not almıyor değil hani. Burada bulunan ağaçları önlerindeki bilgi
levhalarından tanıyabilirsiniz dostlar. Her biri için ayrı ayrı bilgi verilmiş
öğrenebilmemiz adına. Düşünsenize ya yüzlerce hatta binlerce çeşit ağaç tanıyorsunuz.
Canlı canlı görerek tabii ki valla harika. Bir de arboretumların şöyle bir
özelliği var ki, her mevsim ziyaret edip her ziyaretten de ayrı keyif almanız
mümkün. İlkbahar ve yaz aylarında daha cıvıl cıvıl rengarenk bir dünya sizi
karşılarken, sonbaharda yapraklarını dökmüş ama güzelliklerinden asla ödün
vermemiş ağaçlar size merhaba diyor. Kışın da yaprakları dökülmüş ağaç
dallarında kendince huzuru bulmuş kar taneciklerinin oluşturduğu o bembeyaz ve
yalın görüntüye ne demeli peki? Yani demem o ki, “ayy dışarıda kar yağıyor ne
işim var arboretumda” demeyin ve kış da olsa gidin görün arkadaşlar. Dediğim
gibi her mevsim için tam bir şenlik sunuyor Atatürk Arboretumu sizlere.
Fotoğraf tutkunları için de tabii ki Atatürk Arboretumu
bulunmaz nimet. Her bir köşesi ayrı bir fotoğraf karesi. Ölmeden görülmesi
yerler listenize burayı da ekleseniz hiç fena olmaz gibi ne dersiniz J Profesyonel çekimler
de tabii ki yapılıyor bu botanik bahçede. Film çekimleri mi ararsınız, düğün
nişan çekimleri mi hepsi valla. E tabi bunlar haliyle ücretli çekimler olmakla
birlikte verilen parayı tam olarak hak eden cennet ama bunu da es geçmeyin
derim. Yalnız burada gezerken acıkabilirsiniz tabi oksijen acıktırır yani temiz
hava ne olacaktı J
Ama işte içeride yiyecek satışı yapılmamaktadır. Buna göre tedbirli gidin
arkadaşlar. Açlıktan dolayı tam olarak bu cennet bahçeyi bir an önce gezip
bitirmeye uğraşmayın. Açlığınız sizi ele geçirmeden önlem alın emi J
Yani millet, bugün cumartesi alın işte yarın da Pazar. E yaz
da gelmiş hava fazlasıyla mis. Evde durulmaz. Ne yapsam ne yapsam diye
düşünenler için buyurun size fırsat. Hazır İstanbul’da yaşıyorken, her gün
belki de farklı bir özelliğine kızdığınız bu şehirden biraz da olsa uzaklaşmak
adına Atatürk Arboretumunu mutlaka ziyaret edin derim. Unutmayın, ölmeden
gidilen cennet burası J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder