3 Ağustos 2016 Çarşamba

# aşk # aşk her şeyi affeder mi

AŞK HER ŞEYİ AFFEDER Mİ?


Yok daha neler diye bir girizgah yapmak istiyorum a dostlar. Yok eşeğin gözü, yok ebesinin nikahı vbJ Aşk her şeyi affeder mi sizce? Gerçi “her şey” derken tam olarak kastedilen nedir diye sormazlar mı adama? Aşkın üstesinden gelemeyeceği durumlar yok mudur? Ya da tam tersini sormak gerekirse; hadi bakalııımm buyursunlar cenaze namazına J

Şimdi millet çoğu arkadaşımız pek bi duygusal. Pek bi yürekten sever (ay burada parantez açıyorum zira seven herkes yürekten sever diye düşünüyorum. Ay benim mantığım sev dedi seviyorum diye bir cümle olamaz asla da kabul edilmeyecektir tarafımca) cümleyi yazan ben yine itiraz ben olduğum için de ekstra gurur duyuyorum kendimden J tevazu gösteremiciğimJ Ay tamam dostlar şaka bir tarafa, severken yüreği dizginleyemeyenler vardır hani, mantık nerde diye sorsan “o ne bee” diye cevap verecek insanlar var. İşte o arkadaşların vereceği cevabı duyar gibi oluyorum, “tabii ki de aşk her şeyi affeder” diyorlar. Ama ilişki bittiğinde de serzenişlere başlarlar. İsyanlar, şikayetler, dert yanmalar. Eee hani aşk her şeyi affediyordu arkadaşım? Hani aşkın üstesinden gelemeyeceği bir durum, sıkıntı, olay olmazdı arkadaşım? Ee neden ayrıldın arkadaşım? Haaa aşkı bitmiştir ve ilişkiyi noktalamıştır tamam buna katiyen lafım yok. Ama yaşanan gerginlik, kavga ortamında ya da her neyse ilişkini bitirmişsen kusura bakma ama demek ki aşk her şeyi affetmiyormuş derler adama.
Ancak mantığı daima yüreğinin önünde olan arkadaşların da yanıtı hazır soruya; “asla aşk bırak her şeyi birçok şeyi affetmez” diyenlerin sesi çınlıyor kulağımda. Ama burada da sorarlar adama, sen ki mantık duvarlarını yıkıp da sevdiğine gönülden bağlanmamış insan, nereden bilebilirsin ki aşkın her şeyi affedip affedemeyeceğini. Sen ki, mantığın kabul etmiyor diye aşkından yanıp kavrulduğun insanı reddedip mantık insanını bulmaya uğraşırken, pardon da soruyorum sana evet evet direkt sana, sen ne anlarsın aşktan da ahkam kesiyorsun ulu orta? Aşk hiçbir şeyi affetmez diyorsun ya, umarım ki ölmeden tadarsın o yüreğine düşen korun akıl almaz yangınını. Yaşarsın ki bu hissi, dediklerini susuz yutmak zorunda kalırsın mantık insanı. Arkadaşlar kimse kusura bakmasın ama bence aşkın içinde at yarışı yaptırmamak gerekir mantık ve yürek ikilisine. Planlar, oyunlar, küçük hesaplar işi değildir yürek işi. Mantık ön plandaysa sen karşındakini değil, karşındakinin sahip olduklarını seviyorsundur. Statü, para, yakışıklılık, gösteriş ya da her neyse. Burada tamamen mantığıyla hareket edip aşk yaşayan arkadaşlaradır lafım. Akıl mantık işi değildir ki sevmek. İçsel bir sestir o aslında sana sev diyen. “onu neden seviyorsun” sorusuna becerip de yanıt verememektir aslında. Çünkü tarifi yoktur sevmenin. Anlatılamaz ki tam olarak hissettiklerin. Hangi kelime “cuk” diye oturur seven insanın aşkı tarifine. Saçma geliyor bana sormak, onu neden seviyorsun diye. Seversin çünkü açıklama yapmadan ve açıklama beklemeden. Sadece seversin, hissederek  hem de en derininden gelen sevgi seliyle.


Aşk ilişkide birçok şeyi affeder. Aşk kazanır senden ya da sevgilinden ziyade. Kazanan somuta karşı savaş ilan eden soyuttadır; Aşkta! Pek ilginç değil mi sizce de? Soyut yahu tamamen soyut bir his, aşk. Elle tut desen mümkün değil, anlat desen kelime bulamazsın. Histir sana o mutluluğu da hüznü de yaşatan. Tüm duygularda olduğu gibi. Soyutun kazanmasının ekstrem örnek teşkil ettiği nadide bir durumdur aslında bu. “ben kazandım” diye bir cümleyi kabul etmiyorum ilişkinin tekrar alevlenmesi, hatanın kabullenilmesi ve kalınan yerden devam etmesini. Senin içindeki aşk kazandı arkadaşım savaşı, sen değil. Peki aşk her şeyi affeder mi?

Aşk çoğu şeye göz yumar arkadaşlar, birçok şeye hem de. Haliyle aşk pek çok şeyi affeder beraberinde. Ama altını çiziyorum, asla her şeyi affetmez. Mesela sabrın taşmasına göz yummaz hala. Direncin yıkılırsa gel zaman git zaman içinde, aşktan affetmesini bekleyemezsin artık yorulan benliğinin aşkın savaşını veren sevdalı yürekten. Kaç kere affedilir ki bir de? Ya da tam olarak ne affedilir ilişki içinde? Aldatmak mı? Yalan mı? İlgisizlik mi?

Aşkın hangisini affetmesini beklemek gerekir peki? Ama yine altını çiziyorum; “aşk bir çok şeyi affeder” arkadaşlar. Yukarıda da anlattığım gibi, tamamen mantığını konuşturan insanlar değildir bunlar. Ya da mantık gitmiş yürek kalmış bir insan da değil bahsetmeye çalıştığım. Aslında ikisi bir arada yürüse ne hoş sevdalar çıkar ortaya ama ne yazık ki biri daha ağır basar ya. Ama bakın daha ağır basması ayrı tamamen ön planda olması ayrı şeyler. Bahsetmek istediğim daha doğrusu farkın altını çizmek istediğim konu budur. Evet eşit olsa güzel olur, ama sanmıyorum ki iki duyguyu eşit miktarda benliğine pay eden bir canlı olsun dünyada. Onun için birçok aşk bitmeye mahkum, birçok gönül yanmaya mecburdur. Aşkın neleri affettiğini durup açıklayacak değilim arkadaşlar. Hak verirsiniz ki kişiden kişiye değişkenlik gösterir “af” olayı. Ben aldatılmayı yedirip affedebilirim karşı tarafı siz yalandan olay çıkarıp ilişkiyi bitirirsiniz. Ben ilgisizlikten dem vurup artık sabredemiyorum deyip ilişkimi noktalandırırım siz ise ikinci üçüncü kişileri affetmek zorunda kalırsınız yerinize konmaya çalışılan. Değişkenlik gösterir millet, farklıdır af olayları. Aşkın gücünü ise anlatmıyorum anlatamıyorum bile. Söyleyebileceğim tek şey, ilişkilerde her iki tarafında bazı şeylere tölerans göstermesi, sabırlı olması, kavgadan ziyade konuşarak sorunları çözmeye meyletme.




Tek şunu eklemek isterim, aklıma gelen, canıma tak eden, sabrımı sömüren, benliğimde bozulmalar meydana getiren; birikimi affetmeyin arkadaşlar. Zira bunun patlaması volkanlar gibi oluyor. Çoğunuz yaşamıştır, tecrübe etmiştir. Bir dersiniz, iki dersiniz, dört, altı, on üç derken bir bakmışsınız siz bitmişsiniz. İşte belirli bir töleranstan sonra affetmeyin artık. Çünkü unutmayın ve özel ricamdır her zaman aklınızın bir köşesinde olsun şu cümle; yanlış bir kere yapılırsa hata ikicisi ise tercih olur. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder