Kimse “nasıl olsa bitecek” diye başlamıyordur bir ilişkiye. Yani en azından ben öyle
tahmin ediyorum. Herkes mutlu son
ister, mutlu son gelmeyecek olsa bile onunla hayatının mutlu devam etmesini
diler. Bunun için çalışır çabalar. Ama ne yazık ki ayrılıklar da bazen kaçınılmaz olup çıkıverir insanoğlunun
karşısına. Bitiş… Ayrılık acısını dindirecek bir ilaç hala mı yok? Eee bu bilim
adamları niye çalışıyor? Sen diş macunu tüpü üzerindeki renklerin ne anlama
geldiğini açıkla bul, ama ayrılık acısını dindirecek bir panzehir üreteme. Yazıklar
olsun senin okuduğun üniversitelere, yazıklar olsun seni okutan profesörlere. Yazıklar
olsun yani. Haa gerçi bir tedavi yöntemi var, o da zaman. Ama işte sorun da
orada başlamıyor mu? Geçmek nedir bilmiyor ki böyle anlarda zaman. Akrep takılı
kalıyor herhangi bir rakamın üzerinde kankası yelkovan yalnız bırakmıyor onu
rakamla baş başa. Gitmiyor yani ilerlemiyor ki inan olsun. Tamam zaman belki her şeyin ilacı ama zamanı geçirmenin
ilacı var mı peki?
Arkadaşlar girişten de anlayacağınız üzere bugünkü konumuz ayrılık sonrası yaşanılanlar yani
kısacası ayrılık sonrası dönem. Ben ilk önce şunu belirtmek isterim ki, ayrılık
sonrasında çiftlerin birbirlerinin arkasında başıboş konuşmaları hiç hoşuma
gitmiyor. Yani tamam ilişkinin bitiş durumuna göre tabii ki acını hafifletmek,
yüreğinin şişini dindirmek için arkadaşlarınla gıybet yapacaksın,
çekiştireceksin belki ama ben yine de çok kötü konuşma taraftarı değilim yaa. Şimdi
şöyle ki, ha tamam ilişki içinde güzel günler yaşanırken canım cicim lay lay
lom, ilişki biter hadi bakalım iki düşman taraf. İşte bu hoşuma gitmiyor. Tamam
kötü bitmiş olabilir ilişki, karşı taraf ziyadesiyle canını yakmış olabilir,
ağlatmış olabilir acımasızca. Kızın, sövün, Allah’a havale edin ama yine de
yaşanılan güzel şeylerin hatrına kötü konuşmayın kötü anmayın derim. Yani
nasihat değil de aslında benim pek hoşuma gitmiyor böyle olması. Haa güzel
günler yaşarken abarta abarta anlat sağda solda sevdiceğini, nasıl süper vakit
geçirdiğinizden bahset, sevginin yüceliğini anlat ama ilişki bitti, “vay
menduburun oğlu/kızı” işte tam olarak da buna karşıyım ben. Herkesin canı
yanıyor, herkes üzülüyor gidenin arkasından yani herkes değil ama gerçekten
aşık olmuş olanlar üzülüyor peki tabii ki. Ama yaşanılan günlerin hatrına
ağzınızı bozmayın, kötülemeyin, bitse de ilişki gitse sevilen saygı durun
derim.
Haaa ama gelin görün ki şöyle de durumlar mevcut. Hiç hatan
olmamasına rağmen gereksiz yere infaz ediliyorsun. Taşlanıyorsun. Ağır hakaretlere
maruz kalıyorsun zamanında aşık
olduğun kişi tarafından. İşte bu var ya yaşanılan en büyük travma ne yazık ki. İlişki
bittikten sonra saygı da mı bitip gidiyor acaba? Neden düşmana bağlıyor
çiftler. Tamam arkadaş kanka olun demiyorum hatta mümkünse tamamen çıkarın
hayatınızdan ama böyle düşmanca tavırlar sergilemenin anlamı yok zannımca. Haa sanmayın
ki hiç kötü biten bir ilişkim olmadı tabii ki oldu canım nihayetinde ben de
insanım ben de kadınım beeee. Benim de içim param param parçalandı, benim
gözlerimden seller boşaldı, benim de pare pare yandı yüreğim ama beddua etmedim hiç kimseye. Yaşanılan günler
hatrına, birlikte geçirilmiş zamanların hatrına kötü konuşmadım kimsenin
arkasından. Haa isyanlar ettim, haa arkadaşlarıma dert yandım, haa onları acıma
ortak dedim dedikodu yaptık ama yine de ne olursa olsun zamanında sevdiğiniz
hatta aşık olduğunuz kişi arkasından
kötü konuşmayın yaa bu bana çok yapmacık geliyor çünkü.
Şimdi birçoğunuz içten içe kızıyor hatta katılmıyordur
düşüncelerime. Ay saygı duyuyorum tabii ki de size dostlar. Bazınızın ilişkisi
o kadar lanet bitti ki, bırakın kötü anmayı adını duymaya tahammülü kalmamış
oluyor kişinin. İlişkinin bitiş tarzı zannımca önem arz ediyor ama işte ama :) Bazıları aldatılmış ve
ilişki bitmiş. Haklı olarak iyi hatırlayamaz ki kişiyi. Nasıl hatırlasın
aldatmış yaa ihanet etmiş kadın erkek fark etmez arkadaşlar. Aldatmak kadar
aşağılık, haysiyetsiz, terbiyesiz, hissiz başka bir his başka bir duygu olamaz. Ya peki aldatılan
üzerinde oluşana ne demeli? Tabii ki böyle bir kişiyi iyi hatırlayamazsınız ama
ben zaten kişiden de ziyade yaşanılan iyi günlerin hatrına bedduadır, kötü
konuşmadır bundan yana değilim. Yine bağırın çağırın kendi içinizde deyin ne
diyeceksiniz ama çok yakın arkadaşınız dahi olsa o kadar kötülemeyin eski
sevgiliyi derim. Nihayetinde sizden de önce sizin arkadaşlarınız siz üzgün
olduğunuz için yeteri kadar kötülüyordur sizin adınıza zaten :)
Bir de uzmanlar diyor ki biten bir ilişkiden sonra
şunları yapmayın, yok böyle davranmayın falan filan. Diyorum ya, bu
uzmanlar her şeyin açıklamasını yapıp çözüm getiriyor da ayrılık acını çekmeden
bitirecek bir ilaçtır iğnedir üretmiyorlar ilginç değil mi sizce de :) Şimdi arkadaşlar tamam
hepimiz üzüldük, hepimiz ağladık zırladık ama gün geldi ki hepimiz atlattık bu
kötü günleri. Unutulmayacak kimse yok nihayetinde ama hep savunduğum gibi, tek
bir kişi kalır işte yürekte. Ömür billah geçmez yara yapar orada. Kanamaz ama
kapanmaz da. Çünkü insan hayatı boyunca bir kere böyle sever. Böyle içten,
böyle yürekten, böyle tüm benliğiyle tek bir kere aşık olur. Bu kadar net. Uzmanlar
da diyor ki, madem ayrıldınız geri dönüşü de yok, acınızı hafifletmek için
diyor kalbinizi kıracak hareket ve davranışlardan kaçının. Onu size
hatırlatacak konuşmalardan, davranışlardan, hatta filmlerden bile kaçının
diyor. Kaçının ki süreç hızlansın, buhran tez zamanda atlatılsın. Bir de diyor
inkara başvurmayın. “böyle bir şey olamaz”, “biz nasıl ayrılmış olabiliriz”, “bana
bunu yapmış olamaz” gibi travma yaratacak inkarlardan kaçının. İlişki bitti ve
bunu kabul edin. Kabul edin ki hem kendinizi iyileştirin hem de buhrandan
arının diyor uzmanlar işte. Duygular peki? Tanıyın diyor uzmanlar
duygularınızı, bilin ne hissettiğinizi diyor. Tamam ilişki bitti ama bakalım
aşk mı, özlem mi, sevgi mi hissediyorsunuz tam olarak bunun ayrımını yapın
diyor. Belki hissettiğiniz sandığınız duygular tam anlamıyla bir yanılgıysa? Belki
de içinizde aşk yerine nefret besliyorsunuzdur. Ama unutmayın ki diyor uzmanlar
bunlar da histir ve duygudur. Ne olumlu ne olumsuz bütün duygulardan arındırın
kendinizi diyor eski sevgiliniz ya da eşinize dair. Ay sanki çok kolaymış gibi
anasını satayım haa. Belki de işin en zor kısmı budur. Alışkanlıklardan da
kurtulun diyor uzmanlar, kurtulun ki o alışkanlıklar tuz basmasın yaraya. Onunlayken
yapmaya alışkın olduğunuz davranışlardan kaçının diyor. Kaçının ki
hatırlatmasın size onu.
Ve daha birçok uyarı, öneri, nasihat. Evet inanmayacaksınız
ama bu sefer bazı konularda katıldım valla uzmanlara ama yine de şunu bilir şunu
söylerim; zaman zaman zaman. Maalesef ki bir şeyi unutmanın en iyi ve etkili
yolu zamana bırakmaktır işte. Yahu ölümler unutuluyor, neler gelip geçiyor elin
oğlu ya da kızımı unutulmayacak diyeceğim ama böyle konuşmak da işe yaramıyor
bilirim. Ama arkadaşlar siz siz olun, hele de kötü bittiyse bile ilişkiniz
kendi kalitenizden ödün verip de kötülemeyin sağda solda eski sevgilinizi. Valla
bakın nihayetinde güzel günler de yaşadınız birlikte. Güldünüz, eğlendiniz,
gezdiniz. Bunların hatrına, boşver deyin geçin. Kendi kendinize beddua da küfür
de edin kötüleyin de ama başkaları bunu bilmesin. Hem unutmayın, iyi günlerinizi
de anlattığınız aynı kişilere kötüleme yapıyorsunuz. Bilmem anlatabildim mi :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder