Güzelim yaz mevsiminin güzelim enerjisi bitmeden tatil rotamıza bir yenisini ekleyeyim
dedim. Sunduğu görsel şölenle, mis gibi ege esintisiyle, rengarenk sokaklarıyla
adresimiz Foçaaaaa :) Her tatil önerisi
yazımda belirttiğim üzere ben hep böyle minnak ve şirin balıkçı kasabaları, daha sakin ve huzurlu bölgeleri tercih ederim.
Bu tarz yerlerde gezmeyi, tatil yapmayı, fotoğraf çekmeyi, o küçüklüğün
inanılmaz sıcaklığını hissetmek isterim. Bundan mütevellit de Foça’yı yazmadan geçemezdim. Hadi
bakalım millet o zaman Eski Foça’ya :)
Arkadaşlar Foça, canııımmm İzmir’in güzide bölgelerinden biri. Ay bunu söylemeden
geçemeyeceğim bölge Foça adını, bölgede yaşayan foklardan almış. Şaştınız mı? Ben şaştım valla, İzmir ve foklar.
Sizce de kulağa pek şeker gelmiyor mu? :)
Foça zamanında, İyonya’nın yerleşim yeriymiş. Yalnız var ya ülkemizin bu
tarihsel dokusuna bayılıyorum. Bütün ama bütün il ve ilçelerimizin haklı olarak
bir tarihsel geçmişi var ancak, savaşlar, barışlar, yerleşimler, kalıntılar
inanın büyülüyor beni. İşte Foça’da bu tarihsel
kalıntılara sahip, büyüleyici yerlerden sadece bir tanesi. Aynı zamanda
Foça sadece İyonya için değil daha pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış.
Bundan dolayı da arkeolojik merkezler
listesinin başında geliyor. Ne kadar etkileyici yaa, şey tabi bence. Tarih
sevenler için bulunmaz nimet yeminle. Foça eski ve yeni olmak üzere iki bölüme
ayrılıyor millet şaşırmayın sakın. Bu arada 2004 yılından bugüne kadar da Uluslararası Foça Festivali
düzenleniyor bilginize arz ederim :)
Foça, yaa kıyamam ben onlara ama sayıları gün be gün azalan Akdeniz Foklarının huzur içinde yaşam
alanı. Rivayetler ve hikayeler kayalığı olarak da tanımladığım Siren Kayalıkları özellikle fokların evleri.
Bundan mütevellit bu yavrucaklar evlerinde huzursuz rahatsız olmasın diye,
Siren Kayalıklarına yakın yerlerde denize girmek yasak arkadaşlar. Ancak
düzenlenen tekne turlarıyla bu kayalıkları ve canııımm fokları görmeniz pek
tabii ki de mümkün. Yani hayvanlara tanınan bu saygı ve ilgi beni benden
alıyor. Ne iyi yapılmış da yasaklanmış tabi. Zaten fokcukların nesli tükenmeye
yüz tutmuşken aman girmeyin verin yakınlarında denize ne var. kocaaa Foça yani,
büyük deniz nemize yetmez ki :)
Arkadaşlar Foça’nın denizi var ya, mis miisss. İnanılmaz berrak, tertemiz.
Ancak şöyle bir sıkıntısı var, eğer çakıl taşlı deniz ve plaj sevmiyorsanız işiniz biraz zor bilesiniz. Çünkü Foça
plajlarında kum bulmak biraz güç. Geneli irili ufaklı çakıl taşlarından
oluşuyor. Ama olsun ne olacak ki, sırf deniz değildir ya tatil anlayışımız ya
da sapsarı sıcacık kumlar değildir zannımca. Ha yok ben sarı kumlu plajlar
denizler isterim derseniz de, üzülerek belirtmeliyim ki korkarım Foça bu
anlamda sizi tatmin edemeyecek. Bu arada yine belirtmek isterim ki, şey suyu da
az biraz soğuk :)
Yani girince vücut alışıyor soğuğu benimsiyor ancak minnak çocuklar biraz
üşüyebilir benden söylemesi.
Arkadaşlar Foça’yı Foça yapan zannımca taş evler merkezi olması. Yani sokaklar rengarenk süslü püslü şirin
ama evler hep taş :)
Bankalar, marketler hep bu tarihsel taş evlere kurulmuş durumda. Yani kendi
düşüncemi belirtmeden geçemeyeceğim, şey Eski
Foça benim daha çok hoşuma gidiyor. Kaldı ki yenisi neden oluştu onu da
bilemiyorum. Foça’nın eski olanı daha şirin, tam bir balıkçı kasabası. Gün
batımının ışıltını aksini yansıtan güzelim ve minnak balıkçı tekneleri huzur içinde nasıl da güzel uyuyorlar burada.
Nazlı dalgacıkların çıkardığı o huzur verici sesi ninni misali, akşam olunca
uyutuyor tüm kasabayı. Huzur mu
istiyorsunuz, buyurun işte ötesi inan olsun olamaz. Hep dediğim gibi, tatiller
aslında dinlenmek, gezmek, yeni yerler keşfetmek için yapılmaz mı? Herkesin
düşüncesi ve tercihine saygım sonsuz ancak, kalabalık, gürültülü yerlerde tatil
daha yorucu olmuyor mu sizce de? Yani dediğim gibi tabii ki de tercih bu,
bazısı da sakin huzurlu yerlerde tatilini geçirmek istemez. Eski Foça turistik
bir bölge tabii ki, ancak huzur tatili diye adlandırdığım o bitmesini asla
istemediğim tatil cinsinden işte burada yapılan tatiller. Kafa dinlemek,
bolcana kitap okumak, güzelim ve dar sokakların keyfini çıkarmak için bulunmaz
nimet. Haa bu arada belirtmeden geçemeyeceğim, balıkçı kasabası diyorsak var
tabii ki nedeni :)
Buraya gitmişken, anasonun mis gibi yosun kokusuna karıştığı sahilde, rakı balık keyfi yapmadan asla
dönmeyin, bu bir emirdir :)
Ülkemizde her geçen gün doğal güzelliklere zarar geliyor.
Yok ormanlar yanıyor, yok tarihi dokusu değiştirilip daha modernize edilmiş
şehir ve ilçeler alıp başını gidiyor, bina bina üstüne kuruluyor. Ancak Foça,
tarihsel dokusunu inatla koruyan nadir yerlerden bir tanesi. Bunu da yukarıda
da bahsettiğim üzere, taş evlerinden anlamak mümkün. Turistik bir bölge
olduğundan dolayı Foça, haliyle kışın nüfus birazcık azalıyor. Zaten dingin ve
huzurlu olan bölge kışın daha da sessiz sedasız uyuyan bir yer haline geliyor.
Velhasıl, yazın bitmesine sayılı günler kala tatile yeni
çıkacak olanlardansanız Foça’yı es geçmeyin derim. Haa bölgeden ziyadesiyle
Poyraz hakim olduğundan dolayı da, yel
değirmenlerini varlığı yadsınamaz
oluyor. Gitmişken gün batımı zamanında bu yel değirmenlerini görmenizi de
şiddetle öneririm :)
İyi tatilleeeerrrr şehir hayatından sıkılmış, kafa dinlemek
için yanıp tutuşan yorgun arkadaşlarım :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder