Yani var ya arkadaşlar bunu yazmazsam çatlardım yeminle.
Çünkü neden? Ayyy ben kendime kıyamaaammm karşınızda tatlı canavarı var da
ondan. Yeminle hayatımda nerdeyse başka yemek yemeyeceğim, hayattaki var oluş
nedenimi buldum ben; tatlı yemek.
İnan olsun abartmıyorum. Pastanelerin önünden geçerken zor zapt ediyorum
kendimi. Şeyy şimdi yalan olmasın, bazen amaannn deyip çevirmiyorum kafamı.
Nihayetinde o pastalar, tatlılar, rengarenk vitrinlerde bizler için
sergilenmiyor mu? Biz yiyelim de mutlu olalım, tatlı yiyelim tatlı konuşalım
diye değil mi tüm hazırlıklar ve çalışmalar? Ee öyleyse kasmanın anlamı nedir
ki? Hayır yani üç günlük dünya, yarının garantisi var mı, hayır yok. Neden
aklımızda kalsın madem soruyorum size, hayır yani bir de sen alma ben almayayım
o almasın. Eee bu tatlıcılar nasıl para kazanıp da evine çoluğuna çocuğuna
ekmek götürecek hiç düşündünüz mü? Yok düşünmeyin sakın, anca yok kilo alırım,
yok zararlı. Tatlıcının da evinde çocukları açlıktan ölsün mü sen kilo alacaksın
diye yani :)
Allah’tan ülkemizin mutfağı pek geniş, pek güzel tatlar var
millet. Ama mutfak kısmının zenginliğinden ziyade benim tek ilgilendiğim konu
tatlılarımız hatta milli tatlılarımız, uluslararası tatlılar, günübirlik
tatlılarımız yani daha ne varsa işte aklınıza gelen. Kısacası ilgi alanım
tamamen tatlılar. Haa sorun ki
yapmayı biliyor musun diye, kem küm eder kıvrılırım işin içinden ama söz konusu
o tatlıları büyük bir keyifle yemekse hah işte orada biterim işte. Kimse engel
olamaz bana. Bir de zengin bir tatlı çeşitliliği zaten türk kültüründe mevcut,
ay üzerine bir de yok balkanlardan kopup gelen lezzet diye lanse edilenler mi
ararsınız yok İtalya’nın yakışıklılarının hazırlamış olduğu kahveyle daha bir
aşk kattıkları tatlılar mı. Velhasıl, bu kadar çeşitlilik içinde tatlı yememek
gibi bir lüksümüz bana göre olamaz. Olmamalı da. Taaa Osmanlı kültüründen
günümüze ulaşan nice tatlılardan tutun da günümüz tatlılarına kadar geniş bir
yelpazeye sahip bu lezzet. Mesela padişahlar, yemekten sonra mutlaka tatlı
yemek isterlermiş ve sofralarında her akşam farklı bir tatlı bulunurmuş. Hiç
olmazsa hoşaf bile olabilirmiş.
Osmanlılardan tutun cumhuriyet döneminde dahi en önemli
tatlımız baklava olmuştur.
Nihayetinde Türk kültürüne has, bizden değil mi :)
Gel zaman git zaman da derken, baş tacımız olmuş çıkmış baklava. Ama sadece
tabii ki de baklavayla sınırlı değil bu aşk. Kadayıf mı ararsınız kazandibi mi
sütlaç mı damaklarda saray kuran lezzetler
değil mi yahu bunlar. Çikolata mesela Osmanlılarda sadece içecek olarak
kullanılırmış, yurt dışlarından getirtilerek. Atatürk ise Türk toplumunun
çikolatayla tanıştırmış. Atam yaa nasıl da ileri görüşlü işte buyurun bu da
diğer bir örnek :)
Tahmin etmiş bizlerin de çok seveceğini vaz geçemeyeceğini çikolatadan. Yabancı
konuklar geldiğinde, soframızda kendi kültürlerini de yansıtan tatlar bulsunlar
diye Atamız ne zaman yabancı konuğu olsa yurt dışından çikolata getirtmiş ülkeye. E baktı ki bunun sonu yok, çikolata
fabrikaları kurulmasına teşvik etmiş. Veeee işte günümüz. Bin bir çeşit
çikolata ile karşılaşmamız mümkün. İşte arkadaşlar, düşünün yani tarihsel
baktığımızda dahi tatlı bu kadar önemliyken insanlık için nasıl olmasın yahu.
Hem unutmayın, tatlı mutluluk hormonu
salgılıyor. Rahatlatıyor. Gevşetiyor. Pozitif yapıyor. Depresyona iyi geliyor.
Misafirlere yemek üzerine ikram ediliyor. Tatlısız sofralar kurulmuyor. Yani
ben daha ne diyeyim :)
Yani bakın ne var biliyor musunuz, baktığımız zaman onu yeme
kanserojen madde içeriyor. Yok bunu yeme kilo
aldırıyor. Yok şundan uzak dur şöyle yapıyor. Bakın yaş ilerledikçe zaten ister
istemez elimizi eteğimizi birçok yiyecekten mecburen çekeceğiz. Sağlık sorunları baş gösterecek,
tansiyondur kolesteroldür. Ee öyleyse vaktimiz varken neden güzelim tatlardan
mahrum edelim ruhumuzu da bedenimizi de midemizi de? Ha ben bu kadar seviyorum
diye tabii ke de yemek zorunda değilsiniz ancak bazı insanların girdiği o
triplere pek kızıyorum inan olsun. ayyy çok güzel görünüyor ama yemeyeyim
formumu korumam lazım. Koru tabi Victoria Secret meleğisin neticesinde. Kaldı
ki onlar bile abartmadan her şeyden yiyor arkadaşım sen hala mıy mıy naz yap.
Tamam yiyin yiyin de sabah akşam sağlıksız
yiyeceklerle ve özellikle tatlılarla gününüzü gün edin tabii ki
demiyorum. Ayy diyetisyenlerimiz yeminle taşlar beni şuracıkta. Dozunda her
şeyden yedikten sonra sanmıyorum ki sıkıntı olsun yahu. Tamam bilir kişi
değilim belki ama, inan olsun tatlıdan asla elini çekmeyen bir insan olarak
bunun garantisini kendi adıma verebilirim size. Hayır yani anlamıyorum ki bir insan
pastanelerin önünden geçerken nasıl tutabiliyor kendini. Yani bir akşam hiç
unutmuyorum evime gelirken ve ramazan ayıydı, tutamadım kendimi ve tam üç çeşit
tatlı aldım pastaneden. Güllaç başta olmak üzere kazandibi ve tavukgöğsü de
eklemiştim pakete. Ertesi sabaha sadece kazandibiden birkaç kaşık kalmıştı.
Yani inan olsun abartmıyorum. Tabii ki de ben de genç bir kız olaraktan şey
yani hala genç kız sayılırım tamam mı :)
Ha ne diyordum ha evet genç kız olaraktan kiloma ben de dikkat etmek isterim ve
ederim de ama dengelemek lazım işte millet. Ve onları yedikten sonra mutlu
oldum mu oldum. Ya var ya o mutluluğu yaşadıktan sonra gerisi inan olsun
teferruat.
Demem o ki, Türk
mutfağında da kültüründe de tatlı ciddi bir öneme sahip millet. Tamam
bundan dolayı gidin tatlı sevdalısı olun demiyorum ancak özellikle genç
arkadaşlar sizler için söylüyorum, yaşınız ilerlemeden bazı lezzetlerden mahrum
bırakmayın kendinizi derim naçizane. Üç günlük dünya işte, ama nedense bütün
güzel yiyeceklerde hep sağlığa zararlıymış be anam. Sağlığı bozmadan, dikkatli
olduktan sonra tatlı yemeden alıkoymayın kendinizi derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder