Aslında arkadaşlar evet başlık bu ama konu o kadar geniş ve
detaylı ki; bu başlığa bağlı kalmaya çalışıp içimde ne var ne yoksa dökeceğim
valla satırlara. Kişi kendinden bilir işi diye bir gerçek var dünyada :) Seven insan tam olarak
ne için savaşır aslında esas sorun bu? Karşısındakini sevdiği için mi?
Yaşanmışlıkları sevdiği için mi? İlişkiyi ve sevgisini sevdiği için mi? Ve
inanın bu sorular ardı arkası kesilmeden çoğalabilir.
Eğer mevzu bahis gerçek bir aşksa, kimse kusura bakmasın ama
seven insan her şeyi yapar arkadaşım. Gözünü öyle bir karartır ki, bazen kendi
bile inanamaz yaptıklarına ve yapacakları için kendine verdiği söze. Seviyor
diyorum çünkü seviyor. Gerçekten seven taa yürekten seven insanlar ne demek
istediğimi daha iyi anlıyordur şu an. Günümüz aşklarından bahsetmiyorum haa. Ha
yalnız günümüz aşkları derken yanlış anlaşılmasın, yine yüreğinin taaa
derininden sevenler yok mu var tabii ki. Ama ben anlamıyorum arkadaşlar,
bakıyorsun ilişki bitiyor (süresi önemli değil burada) bir hafta sonra herkes
normale dönmüş. Oppsss! Yahu hangi ara? Yalancıktan iki gözyaşı dökülüyor sonra
bir bakmışsın kaldığı yerden devam ediyor hayatına. Yani tabii ki hayat devam
ediyor ömürlük yas tutacak halimiz yok eyvallah ama 1 hafta nedir yaa süresi bu
mudur gerçekten? 1 haftalık mı yaşıyorsunuz aşklarınızı? Pardon ya ne aşkı? Aşk
dediğin geçmez arkadaşım geçmez. Yakalandın mı bir kere, sevdin mi için kanaya
kanaya ayrılığın acısı da ömürlük sürecek geçmişler ola. Zaman aşımına uğrar
tamam, gel zaman git zaman içinde bağışıklık da kazanır yürek o hissettiği
acıya ona da tamam, ama kimse kusura bakmasın eğer ortada gerçek bir aşk varsa
eğer Werther’in acıları misali yılların hücumuna uğrasa da geçmez o acı da
yaşanılanlar da. Bir haftalık değildir yani gerçek aşkın yarattığı boşluğa
alışma süresi. Bir haftalık değildir dökülen gözyaşının ardında kurumak
bilmeyen göz pınarlarındaki damlaların hakkı. İlişki içinde seviyorum
diyorsunuz da, o zaman o sevginin hakkını verecek herkes. Yalandan ilişki
bitirmelerle, tek bir hata karşısında isyan bayrağı çekip de kalkıp gitmeler
değildir seven adamın ya da kadının yapacağı işler.
Seven insan tabii ki de sevdiği için de, sevgisi için de,
ilişkisi için de savaşmalıdır hatta seven insan savaşandır. Hatalarda arkayı
dönmek o kadar kolay ki. Sen bana yalan konuştun pat ilişki bitti, bana değer
vermiyorsun pat ilişki bitti, benim sevdiğim kadar sevmiyorsun pat ilişki
bitti. Baktığımız zaman aslında ilişkilerin bitmesi için o kadar çok neden var
ki. Oysaki devamı için sunulan nedenler de bahanelerde çok kısıtlı. “sevmek”
işte asıl mesele. Yeter mi tek başına tabii ki yetmez. Her iki taraf da elinin
taşın altına koymalı ki aşk gediğine otursun, ömürlük olsun, mutluluk versin. Ben
anlamıyorum ki, affetmek mi asıl güç olan yoksa gurur mu bazı şeylere engel? Seven
insan savaşır millet, hem de bunu istediği için karşısındakini kaybetmekten
korktuğu için yapar. Tekrar kazanmak, ilişkisinin devamını sağlamak için
savaşır. Hemen sırtını dönüp gitmez seven insan. Sığınmaz bazı bahanelerin
arkasına. Yukarıda da dedim ya, önemli olan yapılan hatayı affetmektir o yüce
gönüllülüğü göstermektir. Haa bazı affedilmeyecek hatalar yanlışlar vardır
bunların da gözünüz kapalı tamam deyip yola devam edin demiyorum. İşte o zaman
karşı taraf sizi “nasıl olsa var” diye görüyor. Haa bu da sığmıyor maalesef ki
gerçek aşkın kurallarına ama “aşk” dediğimiz olay o kadar ayağa düştü o kadar
anlamı yitmeye başladı ki, kim kime dum duma ilişkiler almış başını gidiyor.
İki gün gözyaşı dökülüyor, üç gün damar şarkılar dinleniyor tamaammm acı çekme
sınırını aştınız haydi millet partilerde kopmaya.
Seven insan savaşır arkadaşlar kim ne derse desin. Çünkü ne
aşk ne gurur dinler ne de haklı haksız arar. Aşkta gurur olmaz diyorlar ya,
bundan daha gerçek daha yerinde başka bir söz söylenmemiştir belki de aşklar
için. Tabii ki de aşkta gurur olmaz. Gurur yapan da gerçekten sevmeyen bir
insandır ben size söyleyeyim. Seven insanda ne gezer gurur yaa? Seven insan
neden yapsın ufak tefek hesaplar? Seven insan neden savaşmasın pardon da seven
insanın asıl işi sevmek mi yani, bu kadar mı görevi? Savaş vermedikten sonra,
ilişkisi ve sevdiği için bazı şeylere göz yummadıktan sonra başlarım öyle aşka
ben. Unutuluyor ya nedense şu güzelim sözler; “hatasız kul olmaz, hatamla sev
beni”
En ufacık bir sorunda arkasını dönüp çekip gidenin aşkından
sonuna kadar şüphe ederim ben. Çünkü seven insan sevdiğini üzmelerden korkar,
onun gözünden akmasını düşündüğü gözyaşı için bile canından can gider kaldı ki
yaşını akıtacak, kendi menfaatinden çok sevdiği için göze alır bazı şeyleri,
üzemez kıyamaz canını yakamaz. Haa hazır konu gelmişken söylemeden
geçemeyeceğim, seven insanın en önemli özelliği nedir biliyor musunuz? Bence
seven insanın en büyük özelliği sevdiğinin canını yakmamasıdır. Ben bunu bilir
bunu söylerim. Sevdiğinin canı yanarsa eğer kendi canı yanmış gibi acı çeker
çünkü kişi. Bakın ne var biliyor musunuz? Kişi kendinden çok karşı tarafı
düşünüyorsa, kendi çıkarlarından çok karşı tarafın çıkarlarını gözetiyorsa,
kendi mutluluğundan önce karşı tarafın mutluluğu için savaş veriyorsa, kendi
üzülmeyi göze alıp da karşı tarafın gözündün akacak tek bir damla yaşa
katlanamıyorsa işte ben bu kişiye gerçekten aşık insan derim arkadaşlar.
Unutmayın ve her zaman ilişkinizde bunu hatırlayın, “seven insan sevdiğine
kıyamayandır.”
Aşkta tabii ki de savaşlar verilecek, seven insan sevdiği
için tabii ki de bazı şeyleri göze alacaktır. Ha yapamıyor mu, bahane arar gibi
ufacık bir sorunu konuşup halledip çözmek yerine sırtını dönüp gidiyorsa, hele
hele karşı tarafın çılgınlar gibi özür dilemesine rağmen, af dilenmesine rağmen
hala umursamaz bir şekilde gidebiliyorsa bu kişi asla sevmeyendir. Sevmiyor
arkadaşım bu başka türlü açıklanamaz. Hatalar illaki olacaktır, yanlışlar
istenmese de yapılacaktır ilişki içinde. Bunlar hani derler ya ilişkinin tuzu
biberi diye. Olacak olmalı belki de buna emin değilim ama ortada eğer ki
affedilmeyecek büyüklükte bir sorun yoksa, ilişkiye neden devam edilmesin ki?
Ortada bir aldatma yoksa, yalan dolanlar dönmüyorsa ilişki içinde sağa sola,
arkadan işler çevrilmiyorsa (ki bu aşk mı oluyor ilişki mi anlamadım ki. Böyle
bir ilişkide olmaz olsun zaten) geri kalan her şeyi affedilir. İnsanlar
kızgınlık anında bazı şeyler maalesef ki söyleyebiliyor istemese de. Sinir
hali, kızgınlık, üzüntü hakim olamaz ya insan kendine. Lanet olsun ki sarf eder
istem dışı bazı sözler, ya pardon da karşıdaki kişi affetsen gururun mu
incinecek? Kaldı ki, kişi hatasını anlamış özür de diliyor yalvarıyor da gurur
demeden kaldı ki aşkta asla ve asla gurur olmaz ha gurur varsa da aşk olmaz
bunu unutmayın, sen yine de sırtını dönüp gidiyorsan sakın ola aşktan bahsetme?
Sakın ola ilişkiden bahsetme? Sakın ama sakın karşıdakini suçlama. Bazı
insanlar bahane arar arkadaşlar. Öyle bir şey yokken pat diye arkasını dönüp
gitmek istemez çünkü yapacak açıklama bulamaz bundan dolayı karşı tarafın
yapmış olduğu ufacık bir hatayı büyütür büyütür ve çekip gider suçlamalarla
birlikte. Karşı taraf neye uğradığını şaşırır kalır öylece kendi haline. İşte
böyle yapanlar var ya, hayatları boyunca gerçek aşkı tam anlamıyla tadamadan ve
yaşattıkları acıyı yaşatmadan ölmesinler inşallah. Ay yalnız beddua oldu sanki
bu :)
Millet, günümüzde gerçek aşkı bulmak ne yazık ki çok zor.
Daha doğrusu seveni bulmak zor. Sevdiğini söyleyip de sırtını dönen yarı yolda
bırakan bunca çıkarcı menfaat düşkünü insan varken, “buldum” dediğiniz aşk için
savaşmaktan gocunmayın. Savaşın yahu, kazanmak için de savaşın, kaybetmekten
korktuğunuz için de savaşın, mutlu etmek için de savaşın. Ha ilişki için de hunharca
savaşlar tabii ki de olmasın mutlu mesut yaşasın çiftler ilişkilerini ama ne
yazık ki kavgalara da tartışmalara da hazırlıklı olmak gerek. Arkadaşlar ben
şunu bilir şunu söylerim; “ eğer ortada gerçek bir aşkı da geçtim de gerçek bir
seven varsa, ve eğer hak edeceğine inanıyorsanız savaş verin. Emin olun
gururunuzda eksilme olmaz. Emin olun milletin alay konusu olmazsınız. Emin
olsun kimsecikler arkanızdan alay edici konuşmaz. Seviyorsanız, gidin savaşın
ulan kısacası”
Unutmayın ki, aşklar kolay oluşmuyor hele de seven bir kalbe
eş kolay kazanılmıyor. Hatalar insanlara mahsus da nerede o affetmeye tenezzül
etmeye meyilli koca yürekli insanlar acaba?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder