Son moda bir söz bu; “çivi çiviyi söker.” Biri birinden
ayrıldı mı hoppp hadi bakalım vuku bulur dillerde, “al kanka hayatına hemen
birini. Baksana falanca senden hoşlanıyordu. Şans ver işte” bak bak tavsiyeye
bak. Hey yavrum heeyyy arkadaş olacaksın sen de. Var ya millet insanın başına
ne geliyorsa, ya kendinden yana sıkıntılardan geliyor ya da arkadaşım bildiği
insandan. Valla bakın. İnan olsun tecrübe ettim de konuşuyorum şurada hey
yavrum sen ne diyorsun beee J
Yahu durun bismillah, yeni bitmiş bir ilişki, yeni çıkmış bir savaştan, yeni
açmış gözlerini yeni dünyaya, ayrılığın acıtmaya başladığı şu sıralar tavsiye
edilecek şey mi bu? Hayır yani bu ne biçim telkin? “Sana adam mı yok” ya da
“sana kız mı yok aga yaa” yahu arkadaşlar illaki var, ama bi durun bi nefes
alsın, bi unutsun en azından unutmaya başlamaya başlasın sen yine tavsiyelerde
bulun. Yani arkadaşlar anlayacağınız bu “çivi çiviyi söker” kuralı asla
onaylamadığım, tasvip etmediğim bir konu ve zannımca böyle olmaya devam edecek.
Çivi çiviyi söker mi? Hayır arkadaşım sökmez, valla sökmez
billa sökmez. Neden biliyor musunuz? Nedeni şu; çivi çiviyi söker dedin, aldın
hayatına suçsuz günahsız bir sebiyi. Nasıl vicdanın rahat edecek yaa. Şöyle
söyleyeyim, sen bu kişiye içten gelerek, “aşkım, canım, sevgilim” diyebilecek
misin he diyebilecek misin? Ay ama şöyle de bir durum var, bazı insanlar
tanıdım offf ki ne offfff. Anaa vicdan şöyle dursun, yaptıklarıyla o sebiye, vicdansızlığı tamamen alıyor eline. Hayır bir de içleri bir rahat. Karşıdaki de
bilmiyor yazık neden o kişinin hayatında olduğunu. Zannediyor ki, ay seviyor
beni, ay iyi vakit geçiriyor yanımda, ay duygularıma karşılık bulabiliyorum vs.
yok anam babam yok. Karşındaki sadece oscarlık oyuncu. Senin elini tutarken eskisini
düşünür, seni öperken öncekiyle kıyaslar. Ya soruyorum arkadaşlar bunlar hoş
şeyler mi? Hayır biraz empatiye davet ediyorum ya bunu yapan arkadaşları.
Aynısı size yapılsa hoşunuza gider mi beee he gider mi? Bu ne densizlik, bu ne
vicdansızlık böyle?
Şimdi taaa en başa dönelim olur mu? Şöyle ki, bir ilişki
bitti. İyi ya da kötü fark eder mi? Bence hayır. Acı çekiyorsun, daha ilk
dakikada hissetmeye başladın o sızıyı yüreğinin taaa derininde. Aşk acısı da
çok lanet bir şey yalnız bilen çok da iyi anlar beni şu an. Böyle var ya yanar
için yanar. Oy oy oyy ne yangın ama, sanırsın ki asla sönmeyecek. Sanırsın ki
dinmeyecek sızın. Sanırsın ki tamam bitti, hayatın onunla birlikte son buldu.
Ama asla da öyle olmuyor yalnız, canıııımmm Emre Aydın’ın dediği gibi; “ölünmüyor
yokluğunda” J Bazıları
aşk acısını dibine kadar yaşar millet ve inanın en saygı duyduğum kişilerdir bu
arkadaşlar. Sonuna kadar da destekliyorum. Haa gönül ister ki, sızısız acısız
bitsin ve herkes yoluna devam etsin. Ama maalesef ki çoğumuz için öyle olmuyor.
Bazısı o güzel günlerin hatırına acısını da gocunmadan yaşar. Bazısı kendini
alışverişe verir, bazısı bakıma kuaföre estetiğe. Ama işte bazısı da başkasını
kollarına atar kendini. Yani burada bahsettiğim tabii ki de cinsel birliktelik
değil. Haa yalnız onu da deneyen var merak buyurmayınız. Hele de bunlar en
iğrendiğim, en nefret ettiğim tipler olup, yaptıklarını asla onaylamamakla
birlikte bu unutma şekline de asla ve asla saygı duymayanlardanım. Biraz ağır
olmuş olabilir ya da bazınız böyle söyledim diye beni saygısız adlediyor
olabilir ama işte düşünce ve dediğim gibi nihayetinde kendimden yola çıkarak
yazıyorum tamam mı J
Yani aslında bazen düşünüyorum, diyorum ki bazı insanlar
daha güçsüz olabiliyor. Daha kırılgan ve daha naif. Acı çekmekten ödü patlayan
insanlar var. Acı çekmeyi bilmeyenler de cabası. Yani onların açısından bakmaya
çalışıyorum ama olmuyor, olmuyor arkadaşlar ya inanın koyamıyorum da kendimi
onların yerine. Ve size bir şey söyleyeyim mi, vicdanı olan kimse de yapamaz bunu
ya unutmadan birini, daha küllenmemişken biten ilişki alamaz birini hayatına
yaa. Ha bakın şöyle olur, artık o ilişkiden hayrı kalmamıştır, zoraki
gidiyordur, sevgi de bitmiştir ve o ilişki bitmeden başka birinden hoşlaşmaya
başlamıştır tamam diyeceğim yaa anlayacağım inanın. Ama severek biten
ilişkilerde, hemen kişi hayatına birini alamaz yaa almamalı bence. Yazıktır
arkadaşlar, günahtır. Birini unutacağım diye, ayrılık acısını yatıştıracağım
diye, bir başkasının günahına giremezsin yaa böyle bir vicdansızlık yapamazsın.
Ya daha derine inmek gerekirse, hadi unutmak için başladın diye başka bir
ilişkiye kaldı ki ben bunu ilişki olarak görmüyorum maalesef. Bu karşındaki
kullanmak kendini de yatıştırmaktır. Tam anlamıyla; bencilliktir. Tamam hadi
başladın diyelim, ee önceki ilişkinin alışkanlıkları ne olacak? Hayatına birini
aldın diye ya da çivinin çiviyi söktüğüne inanıyorsun diye o alışkanlıkları,
hatıraları unutabilecek misin? Yani bilmiyorum ki, gerçekten unutuluyor mu?
Gerçekten o acı diniyor mu? Gerçekten unutuluyor mu eski sevdicek? Geçiyor mu
sızım sızım sızlatan özlem?
Belki de geçiyordur. Belki de kısa bir süre sonra o hayatına
almaya çalıştığın yeni kişiye alışmaya ve belki de hoşlanmaya başlamışsındır.
Kısacası belki de işe yarıyordur çiviye çivi mantığı, ama soruyorum arkadaşlar
sizlere, ne vicdana uygun bu davranış? Yineliyorum, biri size bu amaçla
yaklaşsa hoşunuza gider mi ya? Bilseniz ki karşı taraf, senden öncekini
unutmaya çalışmak için seni hayatına almaya çalışıyor, bilseniz ki size aslında
bir şey hissetmiyor sadece ayrılık ve aşk acısın atlatmak için seni öpüyor,
seninle geziyor, seninle yemeğe çıkıyor bla bla bla. Kızmaz mısınız ya, üzülmez
ya da rahatsız olmaz mısınız? Bence ziyadesiyle olursunuz. Yahu kişi kendini
kullanılmış hisseder ve bence tam olarak tanımı da budur zaten, kullanılmak!
Yani tamam önceki ilişkiyi, acısını ve o kişiyi unutmadan
aldın ya hayatına birini, diyelim ki bir önceki sevgilinden mesaj geldi ya da
aradı. Hani şu yeni çıkmış olduğun ilişkinin esas oğlanı ya da kızı. Ee ne
olacak? Oysaki hayatına birini almışsın ya sözde, ama aksi şeytan gibi aradı
işte. İletişim kurmaya çalıştı. Ne yapacaksın ne? Yenisine mi yol vereceksin
yoksa eskisine mi cevap vermeyeceksin? Hayır cevap verdin diyelim, heyecanla
okudun o gelen mesajı ya da aramayı. Ee haksızlık değil mi peki hala
heyecanlanıyor olmak? Haksızlık değil mi yaa valla arkadaşlar ben mi çok geri
kafalı şekilde düşünüyorum bilemiyorum ki J
Kaldı ki ben olaya genel olarak vicdan boyutundan bakıyorum ve bu şekilde ele alıyorum
olayı. Hayır bir de bunun duygusal boyutu var ki onu da şöyle açıklayayım;
ilişkiyi yaşarken, mutluluğu ve aşkı yüreğinin taa derininde hunharca
hissederken acısından neden kaçıyorsun ki? Arkadaşlar duygular ne kadar tam
anlamıyla yaşanırsa o kadar değer kazanır ve unutulacak anılar ya da
yaşanmışlıklar da bu şekilde tam olarak unutulur yiter gider. Ama üzerini örtmeye
çalışırsak günün birinde tekrar karşımıza çıkar ve hazırlıksız yakalanmış
oluruz. Toz kaplamış olur ve gün gelir sadece tozları üfleyerek tekrar gün
yüzüne çıkarırsınız o geçiştirmeye çalıştığınız acılar. Ondan dolayı ben
sevginin de tam anlamıyla yaşanılmasından yanayım acının da. Ha dediğim gibi
kimse acı çekmek istemez, pat diye bitsin kimse üzülmesin, ağlamasın ister. Ama
maalesef ki yok öyle bir dünya arkadaşım üzgünüm J
Bittiğinde ilişkin, ayrıldığında sevdiğin adam ya da kadından o acıyı da dibine
kadar yaşayıp bitirmek lazım. bitirmek lazım ki dediğim gibi yarın öbür gün
karşınıza çıkmasın tekrardan. Yeniden yakmasın canınızı, acıtmasın yüreğinizi.
Acının da üzerine örtmeyin, acı çekmeyi de geçiştirmeyin. Geldi mi zamanı, aç
kapını al içeri. Onunla da yaşa ve onu da tüket, bitir.
Aşkla yaşamayı öğrendiğimiz gibi acıyla da yaşamayı
öğrenmemiz gerekmez mi? Başkasını kırmadan, üzmeden, incitmeden atlatmak lazım
ayrılık sürecini. Empati yaa sadece biraz empati arkadaşlar. Klasiktir ama bir
o kadar çok doğru ve yerinde bir sözdür; kendine yapılmasını istemediğin bir
davranışı başkasına yapma” diye. Çok doğru ay valla doğru yani. Ama yookk
milletçe bayılıyoruz bencilce hareket etmeye. Amaann bırak karşısını ben daha
önemliyim der bakarız yola. Ama oysaki yok öyle bir dünya. Olmayacak da! Yeminle
sinir geldi haa. Hayır ne hakla hangi cüretle başkasıyla oynama tenezzülünü
kendinde bulursun beee insan müsveddesi J
Yalnız şöyle bir nüans vardır ve inanın saygım da sonsuzdur. Kişi alır o çivi
suretiyle hayatımıza almaya çalıştığımız kişiyi deriz ki; arkadaşım durum
şöyleyken böyle. Yani ben seninle görüşmesine görüşeceğim ama benim hala unutamadığım
biri var. Daha yeni çıktım bir ilişkiden daha acılarım taze, bana sana alışmam
ve sevmem için süre ver, tamam anlarım valla anlarım. Ama sıkıyorsa de bunu
karşı tarafa J
söyleyen varsa valla çıksın karşıma, karşısında saygıyla eğileceğim ya J ama sanmıyorum ki öyle
bir babayiğit olsun etrafımızda hayır yani buna ben de sen de evet evet yazıyı
okuyan sen arkadaşım sen de dahilsin.
Onun için arkadaşlar, tamam hayatınıza ya da düşüncenize
müdahale edecek değilim kaldı ki öyle bir yetkim yok. Ay ben kim oluyorum bee
en basiti J
Ama çivi çiviyi söker demeden önce çuvaldınızı kendinize batırın. Rica ediyorum
batırın. Empati kurun öyle ne yapacaksanız yapın. Tamam kimsenin hayatına
herkes karışamaz ama, ne olursa olsun saygıyı, vicdanı ve insanlığı elden bırakmayın
olur mu?
Teşekkür eder, acısız sızısız ilişkiler aşklar dilerim J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder