Aslında başlıktan tam olarak emin değilim ama, bana
yöneltilen sorulardan yola çıkarak yazmak istedim, özellikle işlemek istedim bu
konuyu. “neden yazıyorsun Gamze, başka işin yok mu?” yok anasını satayım başka
işim yok. Kendimi buna adadım, madem başka işim yok ne yapsam ne yapsam diye
düşünürken yazı yazmak geldi aklıma. Yahu bazı insanlara bir şeyleri anlatmak
çok güç arkadaşlar. Sizler de çok iyi bilirsiniz, hani deve hendek misali
anlayın beni J
Hayır bazı algıları yok etmek, ön yargıları yıkmak, girmeyen beyne bazı şeyleri
sokmaya çalışmak falan bunlar inan olsun zor işler vesselam. Onun için bana bu
soru geldiğinde cevap olarak, “seviyorum” deyip geçiyorum. Kaldı ki doğru olan
da bu aslında. Ama uzatmak yersiz anlatabiliyor muyum? Zaman ayırıyormuşum da
yok üşenmiyormuymuşum da bla da bla. Yani var ya bilsem ki beni böyle hunharca
düşündüklerinden bunları söylüyorlar gam yemeyeceğim be. Ay durun haklarını
yemeyeyim çoookk candan ve destekleyen anlayan birçok arkadaşım var. Sizi
tenzih ediyorum J
Kendimden yola çıkarak genelleme yapmak istiyorum arkadaşlar
yazabildiğim sürece. Nihayetinde ben bir kitap yazmıyorum, şiir yazmıyorum,
deneme yazmıyorum. Ben günlük hayat içerisinde karşılaştığımız olaylar olsun,
bilmediğim konular olsun, tecrübelerim, gördüğüm yerler olsun bunları naçizane
yazmayı seviyorum. Kaldı ki profesyonel bile değilim. İçimden geldiği gibi,
parmaklarım nereye götürürse sonu oraya varacak gibi. Yazıyorum çünkü konuşarak
anlatamadığım birçok şeyi e içimde de kalmasın mantığıyla yazıya döküyorum.
Hatta konuşurken tükenebiliyorum ama yazarken asla. Yazmayı seviyorum çünkü,
bazı konulara kendimce açıklık getirmeyi seviyorum. Yazmayı seviyorum çünkü,
yazarken inanılmaz keyif alıyorum. Yazmayı seviyorum çünkü, geriye dönüp
baktığımda şaşırmak istiyorum. Vay bee bunları yazmışım, vay anasınıııı evet
zamanında şunlar şunlar rahatsız ediyordu beni diye aslında bir hatıra
bırakıyorum geleceğime. Amacım milyonları aşıp ülkemiz değil uluslararası
okunan bir blogger olmak değil ki. Hayır yani amacım benim en başta yazar olmak
da değil. Tamamen deşarj olmak. Hem böylece ben de öğreniyorum, öğrenmişken
sizler de yararlanın istiyorum elimden geldiğince.
Konuşmak ve yazmak hangisi önceliğin diye sorsalar, ay durun
yaa seçim yapamam ki ikisini de seviyorum ben çünkü. İkisi de evladım gibi J Şaka bir tarafa evet
ikisini de seviyorum. Ama yazmayı sevme nedenlerimi yukarıda sıraladım zaten.
Cevap arayan arkadaşlar benimle alakalı cevap yukarda. Hayır bir de yıldırmaya
çalışanlar da var töbe bismillah sanki kendi yazar da önüne geçmemden korkuyor.
Yahu sizler de yazın. Blog oluşturmayın ya günlük tutun. Ama yazın. Kelimeler
beyinden parmaklarla buluşup kağıda akarken mutlu olacaksınız inanın. Yoo ya da
inanmayın ya kişiden kişiye değişir ki bu da benimki de laf. Ülkecek okuma
oranı yok denecek kadar azken ben de kalkmış, “sen de yaz arkadaşım” diyorum.
Nasıl yazacak lügatı henüz 100 kelimeye dahi ulaşmamışken! Yani nefret ederim
esasında birilerini yermekten, üzmekten ama insanlar nedense beni üzmekten
çekinmiyor anasını satayım. Ben yazıyorum sen karışma arkadaşım. Destek olma
leenn istemiyorum kimseden yalandan seremoni zaten ama köstek de olma. Ayy hem
biliniz ki, en usta şairler yazarlar kendilerine güvenmeyenleri sonuna kadar
hezimete uğratmıştır yazdıklarıyla J
ay millet valla takılıyorum ben kendi çapımda. Okuyan olursa ne alaaa. Ben
yeter ki kendim için bir şey yapayım da.
Yazı yazmak özgürlüktür millet. Ne geliyorsa içinden
savurmaktan beyaz üstüne. Tabii ki de değişir kişiden kişiye ama biraz varsa
içinde minnak bir filiz, tutma içinde kendin için bir şey yap işte. Dost dost
diye nicesine sarıldım benim sadık yârim yazılarımmış dersiniz bir zaman sonra J Bir de ne var biliyor
musunuz, ay bu iyi bir şey mi kötü mü bilemiyorum ama şöyle ki; yazı yazarken
istediğiniz kişiye saldırabilirsiniz üstü kapalı. Yani, biriyle karşılıklı
gelip bazı söyleyemeyeceğiniz şeyleri, yazı yazarken gayet de ifade
edebilirsiniz. Ohh valla mis değil mi? Hayır bu illa saldırı ya da laf
dokundurmak değil yanlış anlaşılmasın. Sevgimizi, aşkımızı, özlemimizi hatta
bazen düş kırıklıklarını bile yazı sayesinde daha net ifade edebiliriz. Bakın Nazım’a,
kaldığı iki aşkı nasıl güzel anlatır şiirlerinde, serzenişlerinde. Affını da bu
şekilde diler, sevdasını da böyle dile getirir. Ayy durun yanlış anlaşılmasın
yine, burada yazı yazmanın önemine dikkat çekmek için tabii ki Nazım örneği
verdim hee :)
Bazı insanlar ketumdur, hem de fazlasıyla. Bir şekilde kendilerini
ifade etmek isterler ama anlatamazlar içindekileri. Dile gelmek sözcükler,
saklı kalır ya içlerinde. Bence daha ziyade ketum insanlar yazmalı. Anlatmalı tutmamalı
içlerinde sustuklarını. Kavgalarını da, sevinçlerini de, aşklarını da neyse
işte. Yalnız şunu da söylemek isterim, sırf yazı olsun diye bunu yazmadım ha J Hep diyorum ya
yazdığım çoğu şey tecrübeyle sabit diye. Bu da onlardan biri işte. “başka işin
yok mu neden yazıyorsun Gamze” sorusunun cevabı olsun yine üstü kapalı aslında.
Ha bir de yazılar da gideceği yeri iyi bilir haa hafife asla almayın J
Velhasıl arkadaşlar, pek tabii ki kişiden kişiye değişir ama
yazı yazmak özgürlüktür, yazı yazmak mutluluktur. En basiti bir şeyi sevmekle
başlar, alışkanlıklar. Kısa yolu bu J
Umuyorum ki anlatabilmişimdir az çok kendimi ya da beyne hücum eden soru
işaretlerini bu şekilde yok edebilmişimdir ne dersiniz J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder