Hayır açmaz, tatlı yemelere devaaaaammm J Arkadaşlar, bu yazıyı
daha çok kendim için yazıyorum valla. Daha doğrusu kendim için korktuğumdan,
araştırdım ve öğrendim e haliyle sizinle de paylaşmak istedim. “Fazla tatlı
yemek diyabete yol açar mı?” ayyy açmayacağını öğrendim pek mutlu oldum. Her tatlı
yiyişimden sonra vicdan azabı çekip karalar bağlardım, ay hayır yanlış
anlaşılmasın kilo alacağım diye değil “acaba şeker hastalığına yakalanır
mıyım?” diye. Ama ne yalan konuşayım cevabı öğrenmekten de korkuyordum haa. Ya
diyabete yol açarsa, ay ya ömür billah tatlı yemelere ziyadesiyle ara vermek
gerekirse diye. Çünkü daha devamlı ifade ettiğim gibi, karşınızda tam anlamıyla
tatlı canavara var millet. Öyle böyle değil yalnız, doymuyorum doyamıyorum.
Tatlıyı ilk kim keşfetmişse, Allah binlerce kez razı olsun ondan. Ölmüşse de
gani gani rahmet dileyeyim bari hazır konu açılmışken J Durun bir ara bunu da
yazalım, tatlının tarihi diyerekten J
Arkadaşlar doğru bilinen yanlışlar var ya, hah işte bugünkü
konumuz tam da bununla alakalı işte. Sizleri elimden geldiğince bir yanlıştan
kurtarmayı görev belledim bugün kendime; “tatlı tüketimi diyabete yol açar mı?”
genelimiz bunun cevabını “evet açar” diye bilirken, ay meğersem “hayır açmaz”
olacakmış beklenen cevap J
Ben de dahil birçoğumuz böyle biliyorduk muhtemelen, fazla çikolata, şeker,
baklava, revani, şöbiyet ve bilimum bakmalara kıyamadığımız tatlıları yemeyeyim
diyabet ile karşı karşıya gelebilirim diye düşünmeden en önemlisi de korkmadan
edemiyorduk. Yani tabii nihayetinde her şeyin fazlası zarar. Diyabete yol
açmıyor mu diye her Allah’ın günü de hunharca ve acımasızca tatlı da yemek
olmaz hani. E çünkü bunun kilosu var, kolestrolü var, tansiyonu var. Tamam
diyabete yol açmıyor olabilir ama peki diğer etkenler? Yaaa bunları düşünmeyin
zaten, ay durun siz kesin düşünüyorsunuzdur da ben kendime ne diyeyim acaba onu
bilemedim J
Ama yani nefret ettim haa her şeyden. Ne demek tatlı yemek
zararlı daha doğrusu fazlası zararlı. Neden Tanrım nedeeenn? Neden her güzel
şey ya zararlı ya da yasak? Neden tüm güzelliklerden ziyadesiyle
yararlanamıyoruz? Neden hep kendimizi çekmek zorunda kalıyoruz çoğu leziz
yemekten ve tattan L
İsyanlarda olduğuma aldanmayın, bu yazıyı hakkıyla sonlandıracağım sevgili
takipçiler, kontrol altında olay sıkıntı yok J
Arkadaşlar, tatlı ile ilgili daha geniş bir yazı yazmak istiyorum hayır yani
özellikle ele almak istiyorum bu konuyu. Özel ilgim olunca tabii. Bugün diyabet
ile tatlı ilintisini öğrendiğim kadarıyla paylaşmak istiyorum sizinle. Hani
dedik ya çoğumuz yanlış biliyor; fazla tatlı tüketmek diyabete yol açıyor diye.
Hayır işte durum öyle değilmiş, diyabetin asıl ortaya çıkış nedenlerinden
bahsetmek gerekirse;
- - Pankreasın yeteri kadar insülin üretemiyor
olması,
- - Hücrelerin insüline yeteri kadar cevap veremiyor
olması,
- - Genetik faktörler,
- - Gün içinde hareket azlığı, vücudun
tembelleşmesi,
- - Kötü beslenme ( son 3 madde daha ziyade diyabet
riski taşıyan faktörlerdir)
Her hastalığın zorluğu var arkadaşlar ve tabii ki de
sıkıntısı. Derler ya, Allah dert verip derman aratmasın diye. Hah işte o hesap.
Grip dahi olunca nasıl ki canımızdan can gidiyor, bir de ömürlük hasta olanlar
var. Diyabet gibi, maalesef. Peki bu kadar bahsettik diyabet dedik bilinen
ismiyle şeker hastalığı dedik de, nedir bu hastalık arkadaşlar biraz da ona
bakalım.
Diyabet; pankreasın yeterli insülini üretememesi veya
vücudun ürettiği insülini etkili bir şekilde kullanamaması sonucu oluşan, ömür
boyu devam eden kronik ve insülin üreten hücrelerin azalması ile devam eden
hastalık olarak tanımlanır. Normal şekliyle, insan vücudunda besinler
bağırsaklarda parçalanarak glukoza dönüşür. Daha sonra da glukoz kana geçer ve
kandaki şeker düzeyi artar haliyle. Ancak normal şekliyle, bu glukoz
pankreastan salgılanan insülin ile hücrelere taşınır. Ama şeker hastası olan
insanlarda bu glukoz hücrenin içine taşınamaz ve kandaki şeker miktarında artış
meydana gelir. Hah işte durum böyle olunca da diyabet kaçınılmaz bir hastalık
olarak karşımızda beliriyor maalesef.
Arkadaşlar diyabet, kronik bir hastalıktır dedik, tanımını
yaptık. E peki belirtileri nedir diye sorduğumuzda ise;
- - Sık idrara çıkma,
- - Ağızda kuruma,
- - Normalden daha fazla su tüketimi,
- - Ciltte meydana gelen yaraların uzun sürede
iyileşmesi,
- - Kuru ve kaşıntılı bir cilt,
- - El ve ayaklarda karıncalanma, uyuşma.
Ve 2 tip diyabet bulunur millet. Tip 1 Diyabet: daha genç yaşlarda kendini gösteren bir diyabet
çeşidi olup, vücuttaki insülin iyice azalmıştır ya da tamamen durmuştur. Tip 2 Diyabet ise; yetişkinlerde daha
sık görülür. Bu hastalıkta ki fark, vücutta yeteri kadar insülin vardır.
Ancak bu insülin gerektiği şekilde etki
gösterememektedir.
Ah arkadaşlar ahh. Hep diyoruz ya yeter ki sağlık olsun, her
şeyin başı sağlık diye. İnan olsun öyle. Tabii parasız da olmuyor, huzur yoksa
da olmuyor ama sağlıksız hiç olmuyor maalesef. Vücut anam bu da, bir nazlı yeni
gelin gibi. Hep dikkat tam dikkat J
Bir de eklemek isterim ki diyabet daha çok;
- - Genetik faktörler,
- Şişman insanlar,
- - 4 kg’den daha ağır bebek dünyaya getirmiş
olanlar,
- - Stres altında olan kişilerde daha sık rastlanır
aman dikkat diyeyim.
Ya size bir şey söyleyeyim mi, stres en büyük düşmanımız
şaka gibi. Yani vücut yeteri kadar uğraşıyor o kadar organla ay işin yoksa bir
de stresle savaş. E ne yapsın o da bi yerden sonra isyan bayrağı çekiyor işte.
Stres varsa, sıkıntı büyük arkadaşlar sağlıktan yana. Psikolojik rahatsızlıklar
başta olmak üzere birçok hastalığa davetiye çıkaran en önemli etken, adı
batasıca stres işte. Ama işte yaşayacaksın şöyle minnak bir ege kasabasında, ay
ne bileyim temiz hava, bol oksijen, paran da yeteri kadar var, sevdiklerin
yanında, borç yok dert yok tasa yok. Bak bakalım stres uğrar mı hanene de sana
da. Teğet çeker devamlı. Gerçi o zaman da kim bilir ne çıkar ama, işte anacım
insanız devamlı sıkıntı yaratacak bir şeyler buluruz kendimize valla J
Diyabet kronik bir hastalık dedik ama tabii ki de bazı
şeylere dikkat etmek gerekiyor arkadaşlar. Örneğin, en acilinden sigarayı
hayatınızdan çıkarmakla başlayabilirsiniz bu hastalık riski taşıyanlar ya da
hasta olan arkadaşlar. Kan şekeri düzeyini devamlı ölçtürün hiç aksatmadan.
Doktorunuzun vermiş olduğu diyet programına harfiyen uymak zorundasınız bir de.
Her yıl üşenmeden bıkmadan usanmadan tam manasıyla göz muayenenizi ihmal
etmeyin. Daha birçok konuda dikkat etmek gerekiyor ancak başlıca olarak bunları
belirtmek istedim ben.
Arkadaşlar hak verirsiniz ki sağlığın şakası yoktur. Taa
genç yaşlarda başlamalıyız aslında dikkat etmelere. Yediklerimize içtiklerimize
ve tabii yaşayış biçimimize. Dedik ya her sıkıntının en önemli nedeni stres
diye. Tamam hepiniz hep bir ağızdan “nasıl stresten uzak duracağız?” diye
soruyorsunuz. Ve inanın bunun cevabını ben de tam olarak bilmiyorum ama mümkün
mertebe huzur arayışında olalım ve dediğim gibi daha dikkatli yaşamaya
çalışalım. Sonra geri dönüşü olmayan sağlık sorunlarıyla uğraşmayalım.
Herkese stresten üzüntüden uzak, mutlu mesut günler,
hastalara da acil şifalar dilerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder